caddebostan sahili

Çimlerin üzerine renk renk örtülerin serilip, katlanır sandalyelerin açıldığı sezon gecikmeli de olsa sonunda İstanbul’da açıldı. İstanbullular bilir, sahilde, çimlere rahat rahat yayılmak pek de kolay bir durum değildir. Ama Caddebostan sahilinde yıllardır engellenemez bir huzurla devam ediyor bu durum (çok şükür) Hatta son yıllarda resmen yaz geleneği haline geldi.

Sandalyesini kapanın, erkenden sahile adımını atanın gölgeyi kazandığı Caddebostan sahilinde “2015 yaz yayılması etkinlikleri”ne bizim de adım atmamız gerekti ve öyle de oldu.

 

 
Önce sahil boyunca yürüdük… yürüdük… yürüdük… Ben diyeyeyim 3, siz deyin 5 bin km. (Yürümeyi sevmeyen, yeni yeni alışkanlık haline getirmeye başlayan biri için inanın o sahil yolları tam da bu km’lere dönüşüyor gözlerde)
 
Havanın güzel, günün pazar oluşundan mütevellit Caddebostan sahili öğlen saatlerinde full çekmeye başlamıştı. Her ağacın gölgesinde bir grup… Sahili iki boy turlama sonucunda gözümüze ve gönlümüze uygun yeri bulup, yayıldık çimlere.
 
Kalabalığın giderek arttığı, kitlenin zaman zaman “değişik”tiplere ev sahipli yaptığını dikkate almazsak, huzur dolu deniz manzarası, bol enerji atılası çimenleri ile gönüllerin en yayılası, yaz günleri ve gecelerinde “acaba ne yapsak” sorusunun en keyifli yanıtı nazarımda.
 
caddebostan sahili-
Biz Caddebostan sahil yayılmacası etkinliğini ilk kez deneyimlediğimiz için biraz hazırlıksız yakalandık doğrusu. Yiyeceğinizi, içeceğinizi hemmen arka tarafta bulunan Migros’tan itina ile Temin edip, gönül rahatlığı ile çimlere yayılabilirsiniz. Ya da bizim gibi soluğu Nero’da alabilirsiniz. Seçim sizin:)
 
Bizim bir sonraki için planımız belli. Bisiklet ile sahil boyunca turlayıp, gönlümüzün istediği yerde yayılıp, keyif yapmak. (Tabii ben üşengeçlikten caymazsam :))

Yazan:

bikahvebikeyif

Kahve, keyif ve yaşam platformu.