Bi Kahve

Vegan Beslenenlere Süper Lezzet: Zerdeçal Latte

Bir kahvenin 40 yıl hatrı olduğu gibi, bir zerdeçalın da saymakla bitmeyecek kadar çok ama çok faydası var. Özellikle ‘süper besin’ listesinde ilk sıralarda yer alan zerdeçal, vegan beslenenler için de lezzetli bir alternatif oluyor.

Klasiklerden sıkılıp yenilik arayana, vegan beslenirken alternatif seçenek isteyene; işte huzurlarınızda pek süper lezzetiyle Zerdeçal Latte!

Nelere ihtiyacımız var?

1-2 çay kaşığı zerdeçal

1 bardak kaynamış su

2 yemek kaşığı pekmez

1-2  çay kaşığı tarçın

Kaju sütü için; Yarım su bardağı kaju

Nasıl yapıyoruz?

Bir gece evvelden ılık suda beklettiğimiz kajulara kaynamış 1 bardak su ekleyerek blenderdan geçiriyoruz. Burada kıvamı ayarlamak sizin elinizde. Eğer fazla yoğun bir kıvam elde ettiyseniz o halde karışıma biraz daha su ilave edebilirsiniz.

Elde ettiğiniz bu yoğun karışımın latteniz üzerine köpük yapmak üzere bir bölümünü ayırıp, kalan karışıma pekmez ve tarçın ilave edip, karıştırıyor ve ortalama 3 ile 5 dakika gibi kısa bir süre içerisinde enfes bir zerdeçal latteyi hazırlayıp, köpüğü üzerine ilave ederek keyif köşelerinde yerimizi alıyoruz.

 

Eğer kaju ile hazırlamak istemezeniz alternatif olarak soya sütü, badem sütü ya da hindistan cevizi sütü kullanarak da yapabilirsiniz.

Bi Eğlence

Tasarım Tomtom Sokakta Bu Kez ‘Oyun’ Temasıyla

Bu yıl dördüncüsü 10-13 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecek Tasarım Tomtom Sokakta etkinliği “Oyun” temasıyla yüzlerce tasarımcı, sanatçı ve konuşmacıyla İstanbul’da şehir yaşamına renk katacak. Yılda iki kez düzenlenen ve geleneksel hale gelen TasarımTomtom Sokakta; sergi ve enstalasyonlar, sohbet ve atölyeler, canlı performanslar ile Tomtom Mahallesi’nin yaratıcı havasını güçlendirerek, tasarım dünyasına ilham verecek.

Tomtom Design Management İcra Kurulu Hakan Kodal, Bahar Korçan, Serra Arıkök ve Ayşegül Temel inisiyatifinde hayata geçirilen Tasarım Tomtom Sokakta her yıl yenilikleriyle tasarım dünyasını, yaratıcılığın merkezi olan Tomtom Mahallesi’ne taşıyor.

Etkinlik kapsamında neler var?

Bu yıl etkinlikte; moda, mücevher, aksesuar, mobilya, seramik, grafik, kumaş, kağıt, aydınlatma, teknoloji gibi farklı sektörlerden 100’ün üzerinde marka/tasarımcı biraraya gelecek.

Etkinlik boyunca her gün DJ performansları ve canlı müzik dinletileri de ziyaretçilere renkli saatler yaşatacak.

Bi Lezzet

Caffe Nero İle Yepyeni Kahvaltı Alışkanlığı

Yoğun bir güne keyif ve enerji dolu başlamak için Caffé Nero’da kahvaltı doğru seçim olabilir.  Caffè Nero, güne keyifli bir kahvaltıyla başlamak isteyenler için menüsünde nefis İtalyan kahvesinin yanı sıra Akdeniz mutfağından sağlıklı lezzetlere de yer veriyor.

Caffè Nero’nun en güzel ekmekler ve en kaliteli taze malzemelerle hazırlanan simit, panini ve sandviç tarifleri içerisinde Bazlama çeşitleri de yer alıyor.

Sabahlara lezzet katan bu lezzet Acukalı Dana Füme Bazlama ve Pestolu Hindi Füme Bazlama olmak üzere iki farklı tarifle sunuluyor. Türkiye’ye özgü bir Akdenizli lezzet olan bu tarif, Caffè Nero’nun incelikle hazırlanan nefis İtalyan kahveleriyle beklenmedik bir uyum yaratıyor.

Bi Eğlence

İstanbul Blue Night Mixed Festival: Sahnenin Devlerini Mix’liyor!

İstanbul Blue Night Mixed Festival, 7 Nisan Cumartesi günü KüçükÇiftlik Park’ta olmazları olduracak! Sezonun ilk açıkhava festivali hayatı eğlenceye, üstadları yeni neslin yıldızlarına karıştıracak.

Türk rockseverlere unutulmaz bir gün yaşatmaya hazırlanan İstanbul Blue Night Mixed Festival’in ana sahnesinde Duman ve Nejat Yavaşoğulları, Hayko Cepkin ve Moğollar, Manga ve Fatma Turgut aynı sahneyi paylaşacak. Ayrıca heyecan verici performanslarıyla Yok Öyle Kararlı Şeyler, Nadas ve Ars Longa, İstanbul Blue Night Records yan sahnesinde gençleri coşturacak!

Açıkhavada benzersiz deneyimler

Dev isimlerle benzersiz bir rock şöleni sunmaya hazırlanan İstanbul Blue Night Mixed Festival’deki deneyim noktaları da katılımcılara yepyeni tecrübeler sunacak. Müzik, eğlence ve sokak hayatını bir araya getiren, şehrin olmazları olduran festivali İstanbul Blue Night Mixed Festival’in biletleri Biletix’te!

Bi Kahve

Çay Ve Sütün Lezzetli Buluşması: Matcha Tea Latte ve Rooibos Tea Latte

Çay ve latte sevenler, Starbucks size özel yepyeni lezzetleri menüsüne ekledi! Huzurlarınızda; Matcha Tea Latte ve Rooibos Tea Latte!

Nedir bu Matcha Tea Latte?

Yeşil çaydan yapılan ve çağımızın mucize içecekleri arasında kabul edilen öğütülmüş%100 Matcha çayı ile kremamsı sütün aynı bardakta buluşturulmasıyla elde edilen Starbucks Matcha Tea Latte, yıl boyunca Starbucks menüsünde yer alacak ve çay severlerin favorilerinden birisine dönüşecek.

Antioksidan seviyesi bakımından oldukça zengin, bağışıklığı güçlendirerek metabolizmayı sürekli canlı tutan Matcha, güne zinde devam etmeyi sağlayan bir içecek alternatifi olarak karşımıza çıkıyor.

Afrika’dan bardağınıza: Rooibos Tea Latte

Starbucks’ın hem çay hem latte severlere bir diğer sürprizi ise, Türkiye’de de günden güne çay severlerin favorileri arasında yer almaya başlayan bitki çaylarından, Rooibos çayı. Afrika kökenli ‘kızıl çalı’ bitkisinden (Aspalathus linearis) elde edilen ve ‘kırmızı çay’ olarak da anılan Rooibos, ısıtılmış kremamsı sütle buluşmasının ardından damaklarda iz bırakan Rooibos Tea Lattelezzetine dönüşüyor.

Sezona özel: Red Apple Rooibos Tea Latte

Starbucks bu sezona özel olarak, öğütülmüş doğal Rooibos çayını; kırmızı elma aromalı şurup, kırmızı elma süslemesi ve kremamsı sütle buluşturarak, çay severleri Red Apple Rooibos Tea Latte ile yeni bir deneyime daha davet ediyor.

Şeker ya da başka bir katkı maddesi içermeyen Matcha Tea Latte ve Rooibos Tea Latte tercih eden misafirler, her iki ürünü de soya ve badem gibi farklı süt seçenekleriyle deneyimleyebiliyor.

Tea Latte’nize eşlikçi yeni bir lezzet: Matcha Cookie

Starbucks‘ın menüsüne yeni giren bir diğer lezzet olan tereyağlı Matcha Cookie, içindeki sütlü çikolata dolgusuna eklenen Matcha çayı ve Hindistan ceviziyle hazırlanarak beğeniye sunuluyor.

#bikahvebisohbet

Büyüleyici ve Melankolik: Jay Jay Johanson

Jay – Jay Johanson… İsveç’in dünyaya armağan ettiği, harikulade müzik adamı. 1996’dan bu yana yaptığı şarkılarla müzik dünyasına ilham veriyor, jazzy ve trippy vokalleriyle gönüllerimizi çeliyor.

2017 yılında son teklisi November’ı yayınlayan, sık sık İstanbul semalarına konser vererek büyüleyici sesiyle her seferinde kendine hayran bırakan güzel insan Jay – Jay Johanson ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Röportaj: Tuncay Güven
Fotoğraf: Laura Delicata

Son tekliniz ile başlayalım… “November” da insanlar ne bulmalı?
November, bir ayrılığın başka bir hali…

Peki bu kadar iyi aşk şarkıları yaparken siz aşkı kendinizde nasıl konumlandırıyorsunuz?
Sanırım önceliğim sanatım ve müzik. Ailem ve hayranlarım. Hepsi benim için bir numara denebilir.

Bu romantik şarkıları yazarken kimlerden ilham alıyorsunuz?
Aslında herkes ilham verebilir ama ilham alabilmem için yakından tanımam gerekli (gülüyor).

Konserlerinizde sizin sözlerinizi ezberlemiş ve size bakarak şarkılarınızı söyleyen insanları görünce ne hissediyorsunuz?
Hayatta duyduğum en büyük zevklerden biri.

Aylarca turnedeyken evinizde en çok neyi özlüyorsunuz?
Eşimi, çocuğumu ve piyanomu.

Olmazsa olmaz dediğin bir şeyler var mı?
Eşim, çocuğum ve piyanom (gülüyor).

Türkiye’yi de sık sık ziyaret ediyorsunuz ve hayranlarınızla bağınız çok kuvvetli. Bu bağı neye borçlusunuz?
Türkiye’de birçok arkadaşım var. Genellikle insanlar ile Facebook üzerinden iletişim kuruyorum. Türkçe bir sürü mesaj alıyorum ve bu durumlarda Google Translate’in büyük yardımı oluyor.

Türk Kahvesini deneme şansınız oldu mu?
Aslında hiç deneme fırsatım olmadı. Pek kahve insanı olduğum söylenemez açıkçası. Viski, şampanya ve su içmeyi tercih ediyorum.

JAY JAY’IN ‘EN’LERİ

“Hayatımın fon müziği olur.” dediğin, en sevdiğin şarkı?
Johnny Mandel – Suicide is Painless.

En sevdiğin kitap alıntısı?
Ah, aslında bilmiyorum! Okumak yerine daha çok yazıyorum. Ama bilgece konuştuğunu düşündüğüm iki kişi var: Andy Warhol ve Oscar Wilde.

Kendini en huzurlu hissettiğin yer?
Kesinlikle evim diyebilirim veya Tokyo! Reykjavik olabilir. Ama çoğu dönem çok fazla soğuk oluyor!

En sevdiğin şehir?
Aslında şehirleri çok sevmiyorum. Banliyöler daha ilgi çekici. Hem bir sürü güzel ve ilginç olaya tanıklık etme imkanınız oluyor.

En son gittiğin konser?
Hmm… Bir çok konserde ve festivallerde yer aldım. Hiç hatırlamıyorum ama sanırım en son biletine para verdiğim etkinlik: King Krule veya Nick Cave.

Bu röportaj, bikahvebikeyif mag Mart sayısında yayınlanmıştır. bikahvebikeyif mag, Turkcell Dergilik ve dMags‘te ücretsiz!  

Bi Eğlence

Şehirde Ne Var? Nisan 2018 Etkinlikleri

Nisan ayı yine bol konserleri, bol sanat dolu geçecek. Bu ay şehir de ne mi var? Buyrunuz birlikte bakalım…

Glykeria İş Sanat’ta
Güçlü sesi ve özgün yorumuyla rebetikoyu tüm dünyada kitlelere sevdiren Yunan diva Glykeria, Türkiye’deki hayranları ile 3 Nisan akşamı İş Sanat’ta buluşacak. Amerika’dan Yeni Zelanda’ya uzanan geniş bir coğrafyada kendi ülkesinin müziklerini ve kültürünü tanıtan Glykeria’nın repertuvarında Zülfü Livaneli, Erkin Koray, Sezen Aksu’dan da şarkılar bulunuyor.

Damdaki Kemancı
Broadway’in efsane müzikali Damdaki Kemancı (Fiddler on the Roof), Zorlu PSM’nin ilk Türkçe müzikal prodüksiyonu olarak Talimhane Tiyatrosu işbirliğiyle sanatseverlerle 4-12-21-22 Nisan tarihlerinde buluşmaya devam ediyor. “Sütçü Tevye” öykülerinden uyarlanan, Broadway’de en uzun süre sahnelenen 15 eserden biri olarak kayıtlara geçen Damdaki Kemancı müzikalinin oyuncuları arasında Binnur Kaya, Mehmet Ali Kaptanlar, Özgür Çevik ve Ceren Gündoğdu gibi değerli sanatçılar yer alıyor.

İstanbul Film Festivali
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen, Türkiye’nin en büyük uluslararası sinema etkinliği İstanbul Film Festivali, bu yıl 37. kez sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Bu yıl 6-17 Nisan tarihleri arasında yapılacak 37. İstanbul Film Festivali, dünya sinemasının en yeni örneklerinden kült yapıtlara, usta yönetmenlerin son filmlerinden yeni keşiflere ve gizli hazinelere 198 uzun metrajlı ve 12 kısa filminden oluşan zengin programıyla festival takipçileriyle buluşacak.

Sónar Istanbul
Bu yıl 25. yaşını kutlayacak müzik, yaratıcılık ve teknolojinin buluşma noktası Sónar Festivali’nin İstanbul ayağı, 6-7 Nisan 2018 tarihlerinde yeniden Zorlu PSM’de gerçekleşecek. Sónar Istanbul’un müzik programı Fatboy Slim, Black Coffee, Booka Shade, Pan-Pot, Joseph Capriati, Erol Alkan, Forest Swords, Damian Lazarus & The Ancient Moons, Gas, Fatima Yamaha, Honey Dijon, Rival consoles, ve daha pek çok ismin yer aldığı baş döndüren isimlerden oluşacak.

Sesle Meditasyon: Yansımalar
Meditatif ve deneyimsel bir ses boyutu projesi olan “Sesle Meditasyon”, “Yansımalar” başlığıyla 11 Nisan’da yeniden Zorlu PSM’de! Soundala Therapy tarafından gerçekleştirilecek etkinlikte “yansıma” kavramının yeni bir perspektif ile sorumluluk alarak incelenmesi ve gözlemleme adına ses şifası terapisi tekniklerinin kullanıldığı içsel bir serüven yaşanacak.

Bezirhane’de Sanat Dolu İlkbahar
Mytha Hotel Anthology’nin yedi olağanüstü otelinden birisi olan argos in Cappadocia, Bezirhane konserleriyle sanatı Kapadokya’ya taşımaya devam ediyor. argos in Cappadocia, Nisan ayı içerisinde cazdan, klasik müziğe, tiyatro oyunlarına kadar birçok önemli etkinliğe sahne olacak; 4 Nisan 2018: Jehan Barbur
7 Nisan 2018: Piyanonun Büyüsü – Deniz Gür – Piyano Resitali 21 Nisan 2018: Mahnılardan Türkülerle Azerbaycan – Türkiye Dostluk Konseri ile müzik severlere harikulade anlar yaşatacak.

 

Bi Keyif

Pozitif Bir Deneyim Arayana: Cappadox 2018

Bu yıl 14-19 Haziran tarihleri arasında “Sessizlik” temasıyla Volkswagen ana sponsorluğunda gerçekleşecek Cappadox 2018’in programı belli oldu.

14 Haziran – 9 Temmuz tarihlerini ajandanıza not edin! Zira bu tarihler arasında Pozitif deneyimiyle düzenlenen Cappadox’un müzik programında bu sene Mulatu Astatke, ALA.NI, Duman, Christian Löffler (Live), Nicola Cruz, Gaye Su Akyol ve Kalben gibi isimler eşliğinde keyiflerden keyif beğeniyor olacaksınız.

Etkinliğin  Türkiye’den ve uluslararası çağdaş sanat dünyasından isimlerle şekillenen çağdaş sanat programının küratörlüğünü Fulya Erdemci ve Ilgın Deniz Akseloğlu (Yardımcı Küratör) üstlenirken, Cappadoxlular şef Mustafa Otar önderliğinde yürütülecek Levon Bağış ve Nihan Aras’ın da katkılarıyla yapılacak gastronomi deneyimlerinin yanı sıra Cappadox açık hava etkinliklerinde buluşuyor olacak.

Cappadox Kapsamında Neler Var?

İlk yılından beri katılımcılarıyla şekillenen Cappadox’un dördüncü edisyonu, katılımcıları Kapadokya’nın katmanlı coğrafyasında gün boyu devam edecek müzik, çağdaş sanat, gastronomi, açık hava etkinliklerini, Pazar Alanı’ndaki atölyeleri ve sokak yemeklerini deneyimlemeye davet ediyor.

Müzik Programı
Cappadox’un bu yılki müzik programında Mulatu Astatke, Duman, Kalben, Tsu!, Nicola Cruz, Christian Löffler (Live), ALA.NI, BaBa ZuLa, Birsen Tezer, Ceylan Ertem, Gaye Su Akyol, Islandman, Flamingods, Feathered Sun, Fontän, Ahmet Aslan, Gigi Masin, Dwarfs of East Agouza, Populous, Chihei Hatakeyama, Dijf Sanders, Cero 39, Yazz Ahmed ve daha fazlası yer alacak. Müzisyenler, Cappadox’a özel tasarlanan sahnelerde doğayla iç içe özgün konserler verecek.

Çağdaş Sanat Programı
Küratörlüğünü Fulya Erdemci ve Ilgın Deniz Akseloğlu’nun (Yardımcı küratör) üstlendiği Cappadox 2018’in çağdaş sanat programında “Sessizlik” teması etrafında üretilen işlerin yanında tematik yürüyüşler ve çağdaş sanat turları da var. Başlangıcından beri her yıl Kapadokya’nın farklı ilçe ve vadilerine yoğunlaşan Cappadox Çağdaş Sanat programı, bu yıl Ortahisar’a odaklanıyor. Bölgenin en büyük peribacasına sahip olan Ortahisar, Balkan Deresi Vadisi’yle iç içe geçen eşsiz konumuyla çağdaş sanat sergi ve etkinliklerine ev sahipliği yapacak. Bu sene Cappadox çağdaş sanat programında 15 uluslararası sanatçının tema ve mekana özel projeleri yer alıyor. Ayrıca, Ortahisar’ın eski fotoğraflarından oluşan bir sergi de Ortahisar meydanında gösterilecek.
Çağdaş Sanat’ın önceki yıllarda başlattığı Kapadokya’nın florasının ve jeolojik oluşumunun deneyimlendiği Flora Yürüyüşleri ve Jeolojisi Gezileri de devam ediyor. Sergi 9 Temmuz 2018’e kadar izlenebilir.

Gastronomi Programı
Cappadox 2018’de, katılımcılar Mustafa Otar önderliğinde yapılacak Doğada Açık Ateşte Pişirme, Gurme Tadım, Piknik ve Gece Atıştırması etkinlikleriyle Kapadokya coğrafyasının tatlarıyla buluşacak.

Doğada Açık Ateşte Pişirme ile katılımcılar tüm gece boyunca islenmiş etler, toprağın altında 6-8 saat pişmiş sebzeler, fırının tavında pişen yemekler ve ateşin farklı uygulamalarla yiyeceklere lezzet kattığı zengin bir menü deneyimleyecek. Kapadokya’nın karakteristik üzümlerinin Türkiye’nin peynirleriyle uyumunu ortaya koyan Gurme Tadım ise Levon Bağış ile yemek kültürü araştırmacısı, yazarı Nilhan Aras’ın anlatımıyla yapılacak. Ayrıca geçen senelerde de gerçekleşen Piknik ve bu sene ilk defa gerçekleşecek Gece Atıştırması da gastronomi programında yer alacak.

Açık Hava Programları

Cappadox’ta bu yıl da sessiz yürüyüşler, vadi yürüyüşleri, vadi koşuları, zorluk seviyelerine göre farklı kategorilerde bisiklet turları, yoga ve meditasyon etkinlikleri ile dolu bir açık hava programı var. Katılımcılar açık hava etkinlikleriyle günün farklı zamanlarında coğrafyanın zorlu koşulları ve büyüleyici atmosferine şahit olacak.

Cappadox programına bu sene eklenen bir başka deneyim ise Sessiz Sinema ve Gece Seyri. Cappadoxlular Sessiz Sinema ile Kapadokya’nın benzersiz doğasında sinema izleyebilecek, Gece Seyri ile ise uzman bir astronom yönlendirmesi eşliğinde gece yarısından günün ilk ışıklarına kadar sürecek etkinlikte gökyüzünü seyrettikten sonra, Gün Doğumu konseri ile günü karşılayabilecekler.

Biletler Ne Zaman Satışta?

Paket biletlerinin satışta olduğu ve tekil biletlerin 9 Nisan tarihinde satışa çıkacağı Cappadox 2018’nin tüm programına cappadox.com adresinden ulaşılabilecek.

Bi Lezzet

Bir Yudum Kahve, Bir Isırık Kurabiye: Linzer Kurabiye

Unutmayın ki taze çekilmiş çekirdeklerden demlenmiş bir fincan kahve ve fırından yeni çıkmış bir kurabiyenin çözemeyeceği pek bir şey yoktur. Afiyet olsun, kilo olmasın.

Hazırlayan: Ezgi YILMAZ

Linzer kurabiyeleri oldum olası çok severim ama benim için en zor tarafı hamuru yoğurduktan sonra bir saat buzdolabında bekleme aşamasıydı. Ta ki bu soğuk tereyağı ile yapıldığı için hamuru bekletmeden şekil verilebilen bu tarifi keşfedene kadar. İşte bu tarif tam da, aklına kurabiye düşünce max 30 dk bekleme süresi olan, yarım saat içinde kahvesinden bir yudum, kurabiyesinden bir ısırık almak isteyen sabırsızlar için.

Malzemeler:

  • 226 gr soğuk ve küp küp doğranmış tereyağı
  • 200 gr şeker
  • 2 yumurta
  • 500 gr un
  • 80 gr mısır nişastası 3/4 tatlı kaşığı tuz 1 paket vanilya

Nasıl Yapıyoruz?

Fırını 180 dereceye ayarlıyoruz. Tüm malzemeleri karıştırıp, yoğurup, hamuru 5-6 ml kalınlığında açıyoruz ve kalıplarla şekiller kesiyoruz. Linzer kurabiye için aynı şekildeki kalıpların bir büyüğü bir de küçüğü gerekiyor ancak elinizde tek bir kalıp varsa bizim yaptığımız gibi kase yada su bardağı ile büyük ölçüyü kesip, içine de elinizdeki minik kalıp ile bir pencere açarak şekil verebilirsiniz. Pişme süresi ise sadece 10 dakika. Piştikten sonra düz taban olan kurabiyenin üzerine dilediğiniz marmelat yada reçeli sürüp penceresi olan kurabiyeyi üzerine kapatıyoruz.

püf noktası

Hamurun tutması için malzemelerin gramajı çok önemli, göz kararı olmuyor, tecrübeyle sabit bir mevzu 🙂