Taş Kahve Cunda 

Tüm yolların denize çıktığı, daracık sokaklarında kaybolmak isteyeceğiniz, renk renk kapılarına, pencerelerine bakıp hayaller kurmaya doyamayacağınız bir yer Cunda…

Tüm dar sokakların ortak noktasında, Cunda adasının meydanında beliriyor Taş Kahve. Ada’nın en işlek yolu ve belki de en kalabalık mekanı. Girit’ten mübadele ile Cunda’ya gelen Hüseyin bey, Girit’te işlettiği taş kahveye çok benzetince 1927 yılında satın alarak işletmeye başlıyor burayı. O günden bugüne, dededen toruna bir miras olarak şanını sürdüyor Cunda Ada’sında.

Balık lokantalarının orta yerinde, taş duvarları ve heybetli duruşuyla görür görmez kendine hayran bırakıyor Taş Kahve. İçeri adım attığınız andan itibaren tüm bünyeleri saran kahve kokusu, yüksek tavanları, içeri sızan güneş ruhlara birer tutam huzur bırakıyor.

Rüzgar estikçe burnunuzdan eksik olmayan deniz kokusu, hoş sohbet ve kahveyle birleşinde keyifler tam da istenilecek kıvama geliyor.

Her başınızı kaldırdığınızda denize selam verdiğiniz dış bölüm ise hep kalabalık. Denize en yakın yerde masa bulursanız pek şanlısınız. Deniz… Tahta masalar… Bol köpüklü kahveler.. Kuşlar… Dostlar…

Bizim keyif kahvelerine hemen yanıda yer alan, meşhur Karadeniz Pastanesi’nden alınan damla sakızlı kurabiyeler de eşlik edince, Cunda gezisi unutulmaz bir tat bırakıyor damaklarda, 40 yıl hatırıyla…

Yazan:

bikahvebikeyif

Kahve, keyif ve yaşam platformu.