Sıkı durun! Şimdi sizi daha evvel kitaplarıyla tanışma fırsatınız olmadıysa buna gerçekten pişman olacağınız biriyle tanıştıracağım; Alya Öztanyel! 

Alya henüz 19 yaşında, üniversitede hukuk okuyor, üç sene önce Wattpad platformunda başlayan kitap yazma macerası milyonlara ulaşıyor, şarkı sözleri yazıyor, besteler yapıyor, Karanlık Lise- Gölgeler serisiyle sıkı bir Gölge ailesi ediniyor ve şimdilerde ise yepyeni kitabı Ben Çok Sevdim ile aşık olma hissini kalplerinde bir kez olsun hissedenlerin kendinden bir parça bulacağı kitabı ile terkedilmenin tadını çıkarıyor. On parmağında on marifet, ilham alınası genç yazar Alya Öztanyel ile kitaplarını, hayallerini, planlarını birazcık da aşk- meşk mevzularını konuştuk.

Röportaj: İmge Balık İncesoy – imge@bikahvebikeyif.com

Karanlık Lise Gölgeler serisi çok sevildi. Şimdi ise bambaşka bir kitapla karşımızdasın. Ben Çok Sevdim nasıl bir kitap?
Karanlık Lise’de en çok ilgilerini çeken nokta içindeki aşk olaylarıydı. Bu kitap ise tamamen aşk üzerine dolayısıyla Karanlık Lise sevenlerin bunu da seveceğine eminim.

Ben Çok Sevdim nasıl ortaya çıktı?
Ben Çok Sevdim, benim son bir yıl içinde kaleme aldığım, bir defterin başına, arkasına, önüne aklıma geldikçe yazdığım metinlerden ve şiirlerden oluşuyor. Açıkçası hep anlık gelişti ve ne zaman hissetsem, o zaman yazmaya başladım. Deftere baktığım zaman gördüm ki her yeri dolmuştu ve sonra dedim ki; “bunu bir şekilde okurlarıma ulaştırmalıyım”. Çok doğal gelişti, bir şiir kitabı yazacağım diye oturup yazmadım.

“AŞIK OLMASAYDIM BU KİTAP OLMAZDI”

“Kimisi en güzel rüyaları yaşatan, kimisiyse sadece ayakta uyutan…” satırlarına sahip bir önsöz var kitapta. Sen aşkta hangi taraftasın? güzel rüyaları yaşatan mı, diğeri mi?
Bir noktada öyle aslında, itiraf ediyorum. Ben daha çok mağdur olanım (gülüyor). Kitapta ikisi de aslında aynı kişi.Hem en güzel rüyaları yaşatan hem kabus görmeye neden olup, üstüne ayakta uyutan da aynı kişi. Dolayısıyla, ben onlara maruz kalan insanım.

Biri için yazılmış bir kitap mı?
Daha çok kendim için yazılmış diyebilirim. Yaş aldığım zaman, geriye dönüp baktığımda “Vay be! Gençten bunlar da olmuştu” demek istediğim için, böyle bir anı bırakmak istedim kendime.

Peki bu aşk meşk konularına gelmişken… Aşık olunca nasıl bir ruh haline bürünüyorsun? Aşk kelimesi nasıl bir his uyandırıyor sende?
Bu tür sanatsal bir ruh haline bürünüyorum (gülüyor). Çünkü hissettiğim şeyleri eğer birine anlatmazsam ya da kaleme almazsam içimde patlar o büyük ihtimalle ve kafayı yerim. Bu noktada da mesela bu durum Ben Çok Sevdim adı altında bir deneme kitabına dönüştü.

Hiç gerçekten aşık oldun mu?
Olmasam bu kitap olmazdı. (gülüyor).

Terkedildin mi?
Zaten kitapta hep arkada kalmış şeyler adına. Söylenememişler ya da söylenip de bir türlü yanıt alınamamışlar üzerine. Yani evet (gülüyor).

Fotoğraf: Madina Khamkhoyeva​

“EN BÜYÜK KORKUM İMZA GÜNÜNDEN OKUYUCULARIMIN MUTSUZ AYRILMASI”

 

Aşk konusunu bir kenara bırakırsak, genç yaşta, özellikle de yaşıtlarına göre başarıyı erken elde edenlerdensin bu durumun seni korkutmuyor mu?
Benim bu işe başladığımdan beri en yegane korkum; bir imza gününe gittiğimde gelen insanların ya keyif almazsa düşüncesi oldu. Dolayısıyla da her seferinde bir artı, bir farklılık sunmaya çalıştım. Sıradan bir imzadan ayrı olarak gitarımı götürdüm, şarkı yaptık bu sayede imzalarımız da hem konser hem söyleşi haline geldi, hediyeler hazırladım, küçük sürprizler yaptım. O yüzden de gelen her okurumun ‘iyi ki geldim’ diyerek ayrılmasını isterim. En büyük korkum onların mutsuz ayrılması olur.

Bir önceki röportajımızda ‘kendimi yazar olarak görmüyorum” demiştin. Ne zaman tam olarak “ben oldum” diyeceksin, kendini yazar statüsüne sokacaksın?
Şu an 19 yaşındayım. Yeterli sayıda kitap okuduğumu düşünmüyorum. Okuduğum kitap adedi kendime yazar diyebilmem için yeterli değil ya da yaptığım işler hem içeriği hem sayısı bakımından bence tam olarak yeterli değil. Daha oturaklı, daha yerinde romanlar, kitaplar üretebilmeyi çok isterim. Sanırım oraya doğru gittiğimi de düşünüyorum. Yeni kitabım bir önceki kitabımdan farklı oluyor. Sanırım biraz daha pişmem gerekiyor, biraz daha vakte ihtiyacım var.

Kendi şarkıların da var… Albüm de gelir mi bir gün?
Ben aslında küçükken şarkıcı olmak istiyordum. İlkokulda, lisede hatta şimdi üniversitede de bu hayalim devam ediyor ama benim için hep b ir hobiydi. Kitapla birlikte söz- beste bana ait bir parça da ortaya çıkınca, yayınevim de bunu değerlendirelim istedi ve bu sayede ilk kez bir stüdyo çalışmasına da dahil oldum. Şimdi birtakım sürprizler için hazırlanıyoruz.

Ben Çok Sevdim’i kimler okumalı?
‘Aşk nedir?’ diyenler (gülüyor). Bence bir kez bile olsa hayatında aşık olan herkes okumalı. Çünkü herkesin kendinden bir parça bulacağı bir kitap olduğunu düşünüyorum.

Bir sonraki kitap planı belli mi?
Ben Çok Sevdim’in taslak halini editörüme gönderdikten bir dakika sonra yeni kitaba başladım (gülüyor).

Bundan sonraki hayallerin, planların arasında neler var?
Öncelikle okuldan mezun olmam lazım (gülüyor). Yazdığım kitabın senaryosunu oluşturmak istiyorum. Çünkü ilgi çekici olabilir diye düşünüyorum. Sonra belki senaryo yazımına dair kendimi geliştiririm. Ama şimdilik, Ben Çok Sevdim’den sonra biraz Wattpad’ten ilerliyor olacağım.

ALYA’NIN ‘EN’LERİ

Hayatımın fon müziği olur” dediğiniz, en sevdiğiniz şarkı?
Three Days Grace – Never Too Late

Senin için en unutulmaz film karesi?
Delibal’da Barış’ın Füsün’un sevgilisi zannettiği çocuk “ben gayim” dedikten sonra Barış’ın “çok mutlu oldum, yani gay olduğunuza değil aslında ben sadece birlikte olmadığınıza sevindim. Çünkü ben bu kıza ilk gördüğüm andan beri aşığım” deyip, kıza dönüp “tabi bunu ilk sana söyleseydim daha iyi olacaktı” dediği sahne. Füsüna’a aşık olduğunu söylediği sahne.

En sevdiğin kitap alıntısı?
Ben Çok Sevdim’de sayfa 107 (gülüyor).

Kendini en huzurlu hissettiğin yer?
Arkadaşlarımın yanı.

Şehirde en sevdiğin semt?
Kuzguncuk

En son gittiğin konser?
Mor ve Ötesi

En sevdiğin mekan?
Kadıköy İkinci Yeni

En sevdiğin kahve?
Orta şekerli Türk kahvesi

Yazan:

bikahvebikeyif

Kahve, keyif ve yaşam platformu.