11061165_468992729937500_8452191294067963665_n

Geçtiğimiz hafta sonu bir küçük İstanbul turu atalım istedik. İyi de ettik… Tabii o nefes alamadığımız sıcak hava olmasaydı daha da enerjik olabilirdim.
Boğaz manzaralı kahvaltı dedikleri…
Pazar sabahı sadece’kahvaltı’ yapma planı ile 9 gibi yollara düştük. İstikamet; Çengelköy! Çengelköy’ün meşhuur Tarihi Çınaraltı Aile Çay Bahçesi’nde bir pazar kahvaltısı yapmaktı niyetimiz. Ölmeden önce muhakkak yapılması gerekenler listesinde ‘boğaza nazır Çengelköy’de kahvaltı yapın’ dedikleri için, biz de bu adımı atlayamazdık.

Daha önce gidenlerden aldığımız duyumlara göre ‘biraz’ kalabalık oluyormuş, biz de bu sebeple erken gidelim dedik. Fakat 09:30 sularında vardığımız Tarihi Çınaraltı Aile Çay Bahçesi dolmuş, taşıyor. Yer bulmak imkansıza yakın. Yine de keyiften ödün vermiyoruz, adeti böyleymiş buranın deyip, yine yapılması gerekenler listesinden en leziz adımı seçiyoruz; meşhur Çengelköy börekçisinden börek almak. Elbette bu adım da pek kolay değil. Dükkan önü kuyruk, sıra uzayıp gidiyor. Önümüzde mükellef kahvaltımız, bir yanımızda boğaz, diğer yanımızda minik kediler derken bir çırpıda masayı silip süpürüyorsunuz.

Mekan kalabalıklığına rağmen servis hızlılığı oldukça başarılı. Çaylar soğumadan önünde, siparişin onca insana rağmen jet hızında masada.

Küçük bir not: Tarihi Çınaraltı Aile Çay Bahçesi’ndedilersen yiyeceklerini başka yerden satın alabiliyor ya da kendin hazırlayıp orada da demli çayın eşliğinde yiyebiliyorsun.

*Mekandan ayrılırken düşündüğüm; Denize yakın masalara yerleşmek için acaba kaçta gelmemiz gerekiyor?

Başlıksız-1rgr

Kahveler Göksu’da…
Göksu Nehri’nin oralardan çok geçip, benim gibi hiç gitmediyseniz huzur temalı kahve yudumlamak için kesinlikle uğramalısınız.
Hani FatmaGül’ün Suçu Ne ile büyük patlama yapan, Anadolu Hisarı’ndaki yer… Bol yeşilli Göksu Nehri’nin kenarında kahvaltı ve yemek için sıralanan pek çok mekan var. Biz Çengelköy kahvaltsının ardından kahve yudumlamak için gittik, iyiki de gittik.

Anadolu Hisarı çok tuhaf, gittikçe bir sonraki yere gidesin geliyor. Kahvelerden sonra Otağtepe’de yakındı buraya değil mi? soruları aramızda dönünce, o hep Facebooktan, Instagram’dan gördüğümüz Otağtepe’yi bir de canlı görelim dedik. Yolculuğumuza Otağtepe’ye geçerek devam ettik.

Boğaza karşı Otağtepe keyfisi…
Manzara müthiş, yukarısı efil efil esiyor. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün tam ayağındasın. Köprüye ilk kez bu kadar yakın olan ben için inanılmaz bir keyifti.

otagtepe

Öğlen sularında gittiğimiz Otağtepe’de elbette çok kalabalık. Boğaz gören meşhur merdiveninde fotoğraf çektirmek için adeta sıra var. Ama kimsenin ne manzarayı bırakmaya, ne de bir kare fotoğraf almadan oradan ayrılmaya niyeti var. Manzara’nın keyfinin çıkarıp, fotoğaf çekme görevimiz de yerine getirdikten sonra, sıcaktan yanan bünyelerimizi Otağtepe Cafe’de serinlettik. Boğaz ayaklarınızın altında, serin, manzara nefis.Oturdukça oturası geliyor insanın. Ama Otağtepe’ye çıkıp, dönüş yolunda Kandilli’ye uğramadan olur mu?  Olmazdı…

Kandilli olmadan olmaz…
Küçük İstanbul gezimizin son ayağı Kandilli oldu. Kandilli İskelesi’nde sıra sıra kahveler… Denize doymak için yine harika bir nokta. Hava sıcaklığının giderek artması, insanların dayamayıp denize girmelerini bile sağlıyor. Gençlerin boğazda yüzme keyfini izledikçe, siz de onlarla birlikte serinliyorusunuz. Masmavi İstanbul boğazına karşı oturup, keyiflenirken İstanbul’da yaşadığınız için bir kez daha mutlu oluyorsunuz. Sonra mı? Keyifli bir pazar, mutlu bir İstanbul profili bırakıyorsunuz anılarınız arasına…

Yazan:

bikahvebikeyif

Kahve, keyif ve yaşam platformu.