Her ne kadar son zamanlarda kahve zincirlerinin kölesi olsak da, …
manset
Buzlu Kahve Sevmek İçin 5 Lezzetli Alternatif
Buzlu kahve ile aranızda mesafeler varsa, onu sevmek için hazırladığımız …
Affogato Nedir, Nasıl yapılır, Nasıl içilir?
Affogato nedir, nasıl içilir?
Amatör kahve severler için dev hizmet! A’dan Z’ye kahve rehberiniz ayağınıza geldi! Eğer bu yazıyı okuyorsan, şanlısın. Temelde kahve aynı olsa da, dünyada farklılık gösteren kahve kültürü, çekirdekleri kavurma yöntemleri ve çekirdeğin kalitesi gibi detaylar ile kahve bambaşka bir hale bürünebiliyor.
Söz konusu kahve olunca, derin bir araştırmaya girdik ve A’dan Z’ye kahvelere yakından bakmaya karar verdik. Kahve uzmanı olduğumuzu iddia etmiyor ama sıkı bir kahve sever olduğumuzu söylerek ilk kahvemiz Affogato ile başlıyoruz.
Affogato nedir?
Her şey İtalya’da dondurmanın tatlılığının, espressonun ise acı tadının bir araya gelmesiyle başladı… Eğer onunla henüz tanışmadıysan, içerisinde bir kaşık dondurma yer alan espresso olarak tanımlayabiliriz.
Nasıl yapılır?
Klasik bir affogato yapmak istiyorsan, ihtiyacın olan bir bardak sıcacık espresso ve bir top vanilyalı dondurma. Bardak içerisine yerleştirdiğimiz vanilyalı dondurmanın üzerine sıcacık espressoyu yavaş yavaş ekledikten sonra muhteşem ikilinin birbiriyle kavuşma anına şahit oluyor, ardından bir kaşık yardımıyla afiyetle tüketiyoruz.
Bu güzelim lezzeti filtre kahve ya da soğuk espresso ile de yapmak mümkün, ama gerçek bir affogato içmek istiyorsan, o zaman sıcak espresso ve vanilyalı dondurmadan asla vazgeçmemelisin.

Nasıl içilir?
Temelde bir kahve olarak damaklarımızı şenlendirse de tatlı kategorisine de sokmak mümkün. İster dondurma ve kahvenin erimesini izledikten sonra kahve şeklinde tüketebilir ya da espressoyu ilave ettikten sonra bir kaşık ile afiyetle yiyebilirsin.
Nasıl okunur?
Biz Türklerin korku rüyalarından bir tanesi hiç şüphesiz ‘telaffuz’ Ancak bu lezzetiyle gönüllerde taht kuran kahvemiz, telaffuzuyla da gönülleri çeliyor. Çünkü tam da yazıldığı gibi okunuyor.
Ehh kahve kültürümüze bir yenisi daha eklediğimize göre, bizden şimdilik bu kadar..
Afiyetle…. 🙂
Buzlu Kahve Sevmek İçin 5 Lezzetli Alternatif

Kahve, keyif ve yaşam platformu.
Kahve, Tarçın ve Çikolatanın Mükemmel Uyumu: Caffe Al Bicerin
Kahve, çikolata ve tarçının eşsiz birleşiminden oluşan, İtalyanların gözde kahvesi …
Müge Boz: “Hamilelik bana iyi geldi”
Hayata pozitif bakan, her daim enerjisi yerinde, sevgi dolu ve en önemlisi fikrini de cismini de filtresiz ortaya koyan bir isim Müge Boz. Hatta bu yüzden arada bir “linç” yese de “Ben eleştirileceğimi bile bile, doğru olduğunu düşündüğüm şeyi paylaşmaya çalışıyorum” diyor. Şu sıralar anne olmak için gün sayan Müge Boz ile bol bol annelik, aşk ve keyif dolu yaşamını konuştuk.
Röportaj: İmge BALIK İNCESOY – imge@bikahvebikeyif.com
(daha&helliip;)
Kahve, keyif ve yaşam platformu.
Yasemin Mori: “Aşkın ve yaratıcı gücün peşindeyim”
Değişim rüzgarlarına kendisini bırakmaktan korkmayan, üreten ve her daim yaratıcı olmayı seçen isimlerden birisi Yasemin Mori. Geçtiğimiz aylarda dördüncü stüdyo albümü Estrella ile hayranlarının pek de alışık olmadığı ‘yeni’ tarzı ile karşımıza çıkarken, “Hayvanlar benzeri şarkıların durmadan tekrarlandığı albümler yapsaydım kendimden ve hayatımdan ölesiye sıkılırdım” diye anlatıyor duygularını. Müzik dünyasının ilham alınası ismi Yasemin Mori ile müzik kariyerini konuştuk.
Röportaj: İmge BALIK İNCESOY – imge@bikahvebikeyif.com
Şu günlerde nasıl bir ruh hali içerisinde Yasemin Mori?
Dışarıdaki hava ile çok uyumlu bir ruh hali içindeyim, bir türlü gelemeyen bahar bende de aynı. Kendi karanlığımla güneşim arasında gidip geliyorum. Miyazaki’nin “Totoro”sundaki uçan kedi otobüsü gibi hissediyorum, karanlıklar içinde kendi ışığımla yoluma bakıyorum.
Şu an yolun neresindesin?
Miles Davis’s şöyle bir lafı var… “yanlış notayı çalıp çalmadığını belirleyen şu an bastığın nota değil bir sonra bastığın notadır” Bu söz bana epey ilham veriyor, bazen bir nota yanlış duyulabilir ama sonrasında öyle bir şey ile onu tamamlarsın ki çok daha farklı ve iyi bir duygu yakalarsın. Hayatta hiçbir hata yoktur, sadece seçimler vardır ve bu seçimleri kendi yararına kullanabilmen için her sabah, her dakika yeni bir fırsat yaratabilirsin. İşte ben de tam da bu noktadayım, kendi yolumu her gün daha fazla seviyorum.
2008’den bu zamana kadar geçen süre içerisinde izlediğin yol, sence nasıl bir yoldu?
Zihnimin akışına, kalbimin ritmine uyan, ruhumun özgür hissettiği, mutlu olduğum, doğru olduğunu hissettiğim yerde durduğum, hayat yolum ile sanat yolumun paralel gittiği bi yol.
Geçen bunca yıl sana neler öğretti?
İç sesimi daha iyi dinlemenin önemini. Her zaman her şeyin bütün ve tek bir şey olduğunu. Düşüncen neyse tezahürününde o olduğunu.

Anlaşılmayı beklemiyorum, bu çılgınlık olur.
Estrella ile birlikte tarz değişikliğine gitmen de konuşuldu. Kastettikleri ‘yeni’ tarz ile eskisi arasındaki farkın ne?
Müzik yaparken iki şeye çok önem veriyorum birincisi tamamiyle yenilikçi bir üslup, bir düşünce taşıması ve beni müzikal olarak ya da süreç olarak, denediğim şey açısından heyecanlandırması. Hayvanlar ile Finnari Kakaraska arasındaki süreçte deneysel müziklerin içinden geçtim, deneysel birçok şarkı ürettim, dinleyici olarak da öyle uç noktalarda müzikler dinledim ki sınırlarımı kaybetmeye başladım. Estrella’da kendi müzikal zevklerimi değil de beni insanlara yakınlaştıracağını düşündüğüm müziği yapmaya gayret ettim. Doğru bir karar mıydı bunu ben bile bilmiyorum. Buna ancak bir sonraki adımım ile karar vereceğim. Bu albüm belki de beni bana daha fazla yaklaştıracak bir sıfır noktasıdır.
Bu konuda yeterince anlaşılamadığını düşündüğün zamanlar oldu mu?
Anlaşılmayı beklemiyorum, bu çılgınlık olur. Hissedilmek benim için önemli. Ben bir dünya sunuyorum buna yakın hissedenler olabilir, hissetmeyenler olabilir. Genel olarak beni ve müziğimi yakalayan insanların beni en doğru şekilde duyumsadığının farkındayım.
İlk albümden bu yana hayranlarının senden beklentisi hep yüksek oldu. Bu senin ruhuna, müziğine nasıl tezahür ediyor?
Bu biraz can sıkıcı gerçekten. Hayvanlar çok sevildi ama sonra Deli Bando ile yepyeni bir evren yaratabildik, Finnari Kakaraska ile fantastik hikayeler anlatabildim bunların hiç birinin olmadığı Hayvanlar benzeri şarkıların durmadan tekralandığı albümler yapsaydım evet daha büyük kitlelerle yerini daha sağlamlaştırmış biri olurdum ama kendimden ve seçtiğim yaşantıdan ölesiye sıkılırdım ve müziği ne zaman bırakacağımı hesaplıyor olabilirdim. Ruhumda arayış var, anarşi var maceraların, aşkın ve yaratıcı gücün ve zekanın peşindeyim.
Ünlü bir müzisyen olmanın en çok nesini seviyorsun?
Bedava konser biletleri (Gülüyor) ve diğer müzisyenlerle yapılan paylaşımları. “İnsana acı veren bir neşesi var.” demiş bir hayranın senin için. Sen nasıl yorumluyorsun bu durumu? Bu yorumun yapıldığı röportajda neşeli değildim, acı çekiyordum. acı çekerken giydiğim kıyafeti söylemiş. gerçek neşe acı vermez kimseye, bilakis bulaşıcıdır.
Son dönemde en çok neyin üzerine düşünüyor ya da sorguluyorsun?
Çok fazla şey. Müziğimle ilgili birçok şey sorguluyorum, insan ilişkileri, sosyallik, yalan dünya belki en çok da sosyal medya! Özel yaşamıma çok düşkün biriyim ve sürekli sosyal medyada olmak yaratıcı alanımı kısıtlıyor gibi hissediyorum, Burada denge arayışındayım. Kendinle ilgili nelere şaşırıyorsun? Diğer insanlara zor gelen şeyleri kolayca yapabilmem ama herkesin çok kolaylıkla yapabildiği bir çok şeyi bir o kadar becerememem beni şaşırtıyor (Gülüyor).
Hayata nasıl bakıyorsun, neler mutlu etmeye yeter, neleri fark etmek hoşuna gidiyor?
Geçenlerde izlediğim Burning isimli filmde kadın karakterin bahsettiği bir şey vardı., Afrika’da bir kabilede anlatılan büyük açlık ve küçük açlık kavramları onu etkiliyor ve büyük açlık dansını mümkün olan hissettiği her yerde yaparak kendisini doğayla bütünlüyor. Büyük açlık dediğinin üzerine oldum olası düşünmüşümdür. Hayatta korunma, ihtiyaçlarını karşılama ve bunları daha da lüks hale getirmek küçük açlık olarak kavramsallaştırılıyor. Büyük açlık ise bir kimsenin evrenle olan münasebeti, dans. Paulo Coelho’nun o efsanevi eseri Simyacı’da kişisel menkıben olarak geçiyor, hayat yolun seni ve hayatını anlamlı ve efsanevi kılacak olan, sana has olan, kalbine fısıldanan yazgı. İşte insanın peşinde koşması gereken, kalbini ruhunu adaması gereken şey bu.
Karşında boş bir duvar var, duvar yazısı ne yazarsın?
Dirim kısa ölüm uzundur cehennette!
Bir gün mutlaka… dediğin şey?
Piyano çalacağım ve dünyayı gezeceğim.

YASEMİN’İN ‘EN’LERİ
En son izlediğin film?
>
Gazete duvar için bir yazı yetiştirken Jim Jarmush “Dead Man”a daldım bi kere daha.
En sevdiğin semt?
Eminönü
En huzurlu hissettiğin yer?
Evim ama belki daha da iyisi orman.
Aldığın en yeni karar?
Geçmişle hesaplaşmaları bırak bugüne bak.
En sevdiğin kahve?
Eski atölyenin yan komşuları Kurukahveci Mehmet Efendi’nin espressonu potta pişirmek, her sabah en sevdiğim şey. “Hayatımın fon müziği olur” dediğin şarkı?
Ornette Coleman Lonely Woman
Sanatçı, ikonik bir isim ya da tarihi bir karakter… Kiminle oturup bir kahve içmek isterdin?
Sabahattin Ali ile bir türk kahvesi baya iyi olabilirdi. Van Gogh’la kahve haricinde bir şeyler içmek isterdim, Nick Cave ve Jim Jarmush ile trende karşılıklı oturup likörlü bir kahve baya zihin açıcı olurdu herhalde.

Kahve, keyif ve yaşam platformu.
Ogün Sanlısoy: “İçimden gelenleri samimi olarak anlatmaya çalışıyorum”
Solo müzik kariyerinin 20. yılını kutlayan Ogün Sanlısoy, bikahvebikeyif’in konuğu oluyor. Röportaj: İmge BALIK İNCESOY imge@bikahvebikeyif.com
Bu yıl, müzikte 20. yılınızı kutluyorsunuz . Dile kolay… Şöyle bir baktığınızda nasıl geçti 20 yıl?OBu sene, solo olarak müzik yapıp, albüm yayınlayalı 20 yıl oldu. Daha evvel çalıştığım grupları ve ilk sahneye çıkışımı başlangıç alırsak daha da uzun bir zamana yayılıyor.
Nasıl geçti dersen; Bazen bir gün gibi geliyor bazen 100 yıldır bu işle uğraşıyorum gibi hissediyorum açıkçası.
Bu 20 yıl içinde kendi müzik tarihinizde neler değişti, neleri özler oldunuz?
Her albümde yapabileceğimin en iyisini yapmak için uğraştım, bunu yaparken de çok keyif aldım. Şansıma hep iyi prodüktörler , iyi şirketler ve çok iyi müzisyenler ile tanışma ve çalışma şansım oldu.
Her albümde, o dönem hissettiklerimi, yaşadıklarımı, düşüncelerimi aktarmaya çalıştım. Bir fotoğraf albümüne o dönemki fotoğraflarınızı koymak gibi. Mutluyken, hüzünlüyken, kızgınken vs. Birçok halimi o albümlere yansıttım. Hem de hiç tanımadığım insanlarla paylaşmak üzere.
Her albümde, her çalışmada bir şeyler öğrenmek ve insanlar tanımak çok önemli şeyler kattı bana.
Albümler, single’lar, düet şarkılar, konserler geldi, geçti… tabii ki güzel anılar, görüşemediğim dostlar var. Geri dönüp bakınca özlediğim şeyler oluyor, fakat ileriye bakarak, yeni şeyler ile uğraşmak ve projeler üretmek beni tekrar umutlandırıyor, yorgunluğumu ve hüznümü dağıtıyor, çalışma isteğimi arttırıyor.
Şimdi dönüp baktığınızda müziğin ilk yıllarındaki Ogün’e neler söylerdiniz?
Aynen devam et kardeşim…içinden geldiği gibi, hissettiğin yoldan devam ( Gülüyor)
Bugüne kadar duyduğunuz en acımasız eleştiri neydi?
Acımasız eleştirilere çok takılmamaya çalışırım.
‘Aslında Gülmek Gerek’ ile uzun süredir hayranlarınızın beklediği sessizliği de bozmuş oldunuz. Neydi bu kadar aranın sebebi?
Bazı sebepler var tabii. Başta içinde yaşadığımız, ülkemizdeki belirsizlik, bir türlü normalleşemeyen sosyal, siyasal, ekonomik durumlar, maddi ve manevi olarak beni de sallayıp durdu. Bazen şarkılar yazmak geldi içimden, bazen de gitara elimi sürmek bile istemedim. Şarkılar kaydettim, bazen” hemen albüm yapayım” dedim, bazen hiç birşey paylaşmamak gelmedi içimden. Dinleyicilerimizin beklentileri ve yeni şeyler paylaşma isteğim “ Aslında Gülmek Gerek” adlı bu şarkı ile tekrardan başladı. Durumumu ve ruh halimi de iyi anlatan bir şarkı oldu. ( Gülüyor)
Geçen süre içerisinde çok hikaye birikmiş olmalı. Bu tekli, bir albümüm de habercisi olur mu?
Evet, 2019 yılında her ay bir şarkı paylaşma planımız var. Senenin sonunda tüm şarkıları toplayıp, başta plak formatı olmak üzere, albüm haline getirip dinleyicilere sunacağız.
2. Şarkımız “ Hep Aklımdasın” 26 Nisan günü tüm digital platformlarda olacak.
Şarkılarınızda herkesin kalbine dokunacak o dili bulmayı nasıl başarıyorsunuz?
Çok teşekkür ederim, fakat herkesin demek çok iddalı olur. Ben içimden gelenleri mümkün olduğunca samimi olarak anlatmaya çalışıyorum. Dinleyip de beğenmeyenler olduğu gibi, beğenenler ve aynı hissi paylaşanlar da oluyor ve o insanlar ile bir bağ kuruluyor aramızda.
Giderek dijitalleşen müzik sektörünü siz nasıl yorumluyorsunuz. Kendi adınıza avantajları ve dezavantajları neler oldu?
Yıl 2019…her şey çok hızlı ilerliyor ve değişiyor. Ayak uydurup, uydurmamak kişilere kalmış.
Son zamanlarda müzik listelerinin ilk sıralarında rap müziği görüyoruz. Rock müzik popülerliğini yitirdi mi, yitirir mi?
Pek zannetmiyorum. Hala gruplar ve rock müzisyenleri üretmeye devam ediyor, eski çalışmaları zaten duruyor ortada.
Bazı dönemler bazı müzik tarzları popüler olup daha sonra demode olabiliyor. Mühim olan müzik tarzları değil bence, hangi tarz olursa olsun, işini iyi ve güzel yapanlar, fark edilip, seviliyor ve takip ediliyor. Üretmeye devam edip uzun yıllar istikrarı sürdürebilmek pek kolay değil maalesef.
Hayatınızda kaçırdığınızı ya da ihmal ettiğinizi düşündüğünüz bir an var mı?
“Keşke fırsatım varken, kaybettiğim sevdiklerim ile daha çok vakit geçirebilseydim ” dediğim oluyor.
Hiç pılımı pırtımı toplayayım, müziği bırakayım dediğiniz oldu mu?
Oldu, oluyor bazen( Gülüyor ) Sonra geçiveriyor.
Gerçekçi, karamsar, pozitif… Hangisi sizi daha çok tanımlıyor, neden?
Yeri ve zamanına göre hepsi oluyorum sanırım.
Artık neleri geride bıraktınız?
Hak etmeyenlere, hak ettiklerinden fazla değer vermeyi.
Nelere asla tahammül edemiyorsunuz?
Söylediği ile yaptığı birbiriyle uyuşmayanlara, doğrusu bilindiği halde, ısrarla yalan ile insanları kandırabileceğini sananlara, tahammül edemiyorum.
Sanatçı, tarihi bir karakter ya da ikonikleşmiş birisi… Kiminle kahve içip sohbet etmek isterdiniz?
Mustafa Kemal Atatürk
Kendinizi yenilenmek ve enerji depolamak için bir rutininiz var mı?
O Doğa’ya sarılmak.
Bir gün mutlaka… dediğiniz şey?
Bir gün mutlaka bu dünyadan ayrılacağız…Güzel şeyler yaşamak, yaşatmak ve bırakmak gerek.

OGÜN SANLISOY’UN ‘EN’LERİ
En son keşfettiğiniz yer?OYalnız kalabildiğim bir yer var ama paylaşmam 😉
Kendinizi en konforlu hissettiğiniz alan?
Evim, çalışma odam.
Aldığınız en yeni karar?
Yeni bir klip çekmeye karar verdim, çalışmalar da başladı.
En son gittiğiniz konser?
Pentagram Adana konseri 😉
Şehirde en sevdiğiniz semt?
Kadıköy
“Sonsuzda dek dinlerim”dediğiniz, en sevdiğiniz şarkı?
Bir tane yok…Çok var

Kahve, keyif ve yaşam platformu.
Seyahat Etmenin Sağlığınız İçin 5 Faydası
Seyahat ettiğiniz yeri yeniden keşfetmek, farklı özellikleri tanımak veya o ülkede yaşayan insanları gördüğünüzde farklı olaylar ve olgularla yüzleşmek aslında kendinize ve en önemlisi sağlığınıza ne kadar değer verdiğinizi gösterir. Düzenli olarak gerçekleştirdiğiniz her seyahat sağlığınızı önemli bir ölçüde etkilemektedir. Biletall blog seyahat etmenin sağlığınız için 5 önemli faydasını sizler için araştırdı. Seyahat ettiğiniz yeri yeniden keşfetmek, farklı özellikleri tanımak veya o ülkede yaşayan insanları gördüğünüzde farklı olaylar ve olgularla yüzleşmek aslında kendinize ve en önemlisi sağlığınıza ne kadar değer verdiğinizi gösterir. Düzenli olarak gerçekleştirdiğiniz her seyahat sağlığınızı önemli bir ölçüde etkilemektedir. Biletall blog seyahat etmenin sağlığınız için 5 önemli faydasını sizler için araştırdı.
Tatile gitmeyi planlamak duygularınızın iyileşmesine yardımcı olur
Yoğun ve stresli bir tempoda süre gelen bir iş hayatınız varsa elbette ki bu durum duygularınızın ve buna bağlı olarak da sinir sisteminizin yıpranmasına sebep olacaktır. Bilim adamları çalışma ortamından vakit ayrıldığı zaman gelmesi dört gözle beklenen tatillerin insanları her daim mutlu ettiğini savunuyor. Bu doğrultuda, tatil konusunda olumlu bir bakış açısına sahip olan insanlar sağlık açısından kendilerini daha zinde hissederler. Yani insanlar satın alarak sahip oldukları kazanımlardan çok, seyahat deneyimlerinden elde ettikleri kazanımlarla daha çok mutlu oluyorlar.
Düzenli seyahat etmek kalp krizine yakalanma riskini azaltır
Framingham Heart Study’nin yaptığı bir araştırma doğrultusunda yıllarca seyahatetmeyen erkeklerin kalp krizi riskine yakalanma oranının %30 arttığını dile getirmektedir. Araştırma, 6 yılda bir seyahat eden kadınların da yılda 8 kere kalp krizi riskine yakalandığını gösteriyor. Başka bir araştırma gösteriyor ki; düzenli olarak seyahat eden erkeklerde ölüme sebebiyet veren rahatsızlıklarda %21, kalp krizi sonucu ortaya çıkan ölüm oranlarında ise %32 oranında azalma görülmektedir.
Uzak kalmak ruh sağlığınızı güçlendirir
En az iki yılda bir seyahat eden kadınlar yılda iki kere seyahat eden kadınlara göre stres ve depresyon sıkıntılarından dolayı daha çok sıkıntı yaşamaktadırlar. Amerikan Psikoloji Derneği’nin yaptığı bir araştırmaya göre tatil; stresin kaynağı olarak gördüğünüz aktivitelerden ve bulunduğunuz ortamdan uzaklaşmanıza yardımcı olmaktadır.
Uyku ve egzersiz çalışmalarınız düzene girer
İş seyahatine çıktığınız zaman uyku ve egzersiz düzeniniz alt üst olur. Normal yaşantınızda uyku probleminizden şikayet ediyorsanız seyahat etmek tam size göre bir egzersizdir. En azından seyahate gittiğiniz yerde yürüyerek gezebilme fırsatınız varsa bunu mutlaka değerlendirin. Çünkü yürüyüş yapmayı tercih ettiğiniz zaman kaslarınızın oksijen alımı ile birlikte salgıladığı laktik asit uykunuzun gelmesine yardımcı olacaktır. Bu sayede uykunuz da düzene girmiş ve uyku probleminizde ortadan kalkmış olur.
Aile içi ilişkilerinizin gelişmesine yardımcı olur
Aile içinde yaşadığınız sıkıntıları aile içerisinde çözmeye çalışmak en doğru olan yöntemdir. Ancak sürekli olarak aynı ortamda bulunduğunuz ve olaylara aynı bakış açısı ile yaklaştığınız için maalesef çözüm yoluna ulaşmanız pek de kolay olmuyor. Bu noktada farklı bir bakış açısı elde etmek için seyahat etmek, aileniz ile yaşadığınız sıkıntıları çözüme kavuşturması konusunda daha çok yardımcı olacaktır. Çünkü bulunduğunuz ortamdan biraz olsun uzaklaştığınız zaman yaşadığınız sorunları ya da meydana gelen tartışmaları tekrar değerlendirerek karşınızdaki insanın gözünden de bakma şansı yakalayabilirsiniz. Seyahat de böyle bir durumda aile ilişkilerinizin gelişmesi için birebirdir.

Kahve, keyif ve yaşam platformu.
Avengers Endgame: Son Perdeye Doğru
Bu ayki yazımızda belki de yıl içinde tek film izleme hakkı olsa bunu seçeceği Avengers Endgame’den önce izlenmesi gereken filmlerden bahsedeceğim. Geçen sene 27 Nisan’da çıkan Avengers Infinity War’da Avengers ekibi oldukça zor bir durumda bırakmıştık. 26 Nisan’da Avengers Endgame’i izlemeden önce geçen senenin filmi zaten izlenmeli, peki derinlemesine konuyu girmek isteyenler ne yapmalı? Daha önceki yazılarımdda Marvel Film Stüdyosunun bu filmi çıkarmak için 10 yıldır film çektiğini ve bu büyük olaya hazırlamak için her film ile seyircinin bu filme giden yolu ilmek ilmek ördüğünden bahsetmiştim. Peki bu filmi saymazsak bu zamana kadar çıkmış 21 filmin hangileri izlenmeli? Eğer bir çizgi roman seversen ve kendini geek olarak tanımlıyorsan tabii ki tüm filmleri izlemek gerekiyor. Ancak bu liste ile büyük olay öncesi kim kimdir, gücünü nasıl kazanmıştır, hikayesi nedir bunu öğrenmek isteyene güzel bir rehber olacak. Bu sefer IMDB puanı değil kronolojik sıra ile filmlerimizi listeleyeceğiz. Hazırsak başlıyoruz…
Bu yazı, bikahvebikeyif mag Nisan 2019 sayısında yayımlanmıştır. Instagram: @sinepir<
12. Iron Man (2008)
Tony Stark, hem bir dahi hem de tam bir playboydur. Kendi ülkesinde teknoloji harikası füzeler ve silahlar üretmektedir. Afganistan’da yeni bir füzeyi tanıtırken esir düşer ve yaralanır. Onu kaçıranlar, kendileri için bir füze yapmasını isterler. Tony ise bunun yerine zırhlı bir giysi yapar. Bunu yapmaktaki amacı zekâsını kullanarak farklı bir kurtuluş yöntemini planlamaktır. Boş zamanlarını kadınlarına ayıran Tony’nin hayatı artık tamamen farklı bir şekle bürünmüştür.
Çizgi Roman Şirketi Marvel’ın kendi film stüdyosunu kurarak ilk çektiği film aslında bugüne gelmek için toprağa atılan ilk tohum diyebiliriz. Multimilyarder Tony Stark’ın teknolojik silah satan, alkol ve kadınlara hayır diyemeyen bencil bir zenginden hayatını riske atmaya çekinmeyen bir kahramana dönüşmesini akıcı bir şekilde izliyoruz. Jon Favreau Tony Stark’a can veren Robert Downey Jr’un kendi hayatında da karakterin yaşadığı benzer sıkıntıları uyuşturucu ile yaşadığını bildiği için iyi bir seçim olacağını düşünmüş ve bu karar tam yerinde olmuş. Robert Downey Jr adeta kitaptan çıkmış gibi Tony Stark’ı canlandırıyor.
Film genel haliyle Tony’nin kişisel şeytanlarını alt etmesini konu alsa da filmin sonunda ilk Avengers oluşumunun adımı güzel bir şekilde atıldığı için ilk etapta bu filmi izleyerek başlamak çok da yanlış olmaz.
11. Iron Man 2 (2010)
İlk filmin sonunda Tony Stark kendisinin Iron Man olduğunu tüm Dünyaya duyurmuştu. Bu eylemin doğal olarak sonuçları da oldu. Hem Amerikan Hükümeti hem de Ordu Iron Man zırhının sırlarını açıklaması için Tony’e baskı yapmaktadırlar. Bununla beraber Bu basın duyurusu ile Tony’nin babası Howard Stark’dan kalan günahların bedelini ödetmek için yeni bir düşmanın ortaya çıkmasına neden olur.
Özellikle seri film çekmek çok zordur. Hem devamlılık hem de yetki sürecinin kullanımı bir filmi rezil de edebilir vezir de. İşte biraz acemilikten olsa gerek Marvel Film Stüdyosu bu filmde yönetmeninden oyuncusuna karışarak neredeyse bir çuval inciri berbat edecekmiş. İlk filmde ses getiren Terrence Howard’ın ayrılmasından para nedeniyle neredeyse filmin baş kötüsü Mickey Rourke’un da ayrılmasına ve ileride oldukça söz sahibi olacak Nick Fury’i canlandıracak Samuel L. Jackson’ı üzmeye varan hareketler olsa da neyse ki film direkten dönmüş.
Eksileri var ancak artıları da bunları dengeleyen bir film Iron Man 2. Film bu kadar ortalamada ise listemizde ne işi var derseniz hem Natascha Romanoff nam-ı diğer Black Widow’un beyazperdeye ilk görünüşünü hem de kendisini görmesek de Thor’un gelişini müjdeleyen film olması ile listemizde yer almakta.
10.Thor (2010)
Evet bir sonraki filmimiz Avengers ekibinde kilit rol oynayacak olan Thor’un orijin hikayesini anlatıyor.
Öykünün odak noktasında, düşüncesiz tavırları yüzünden antik bir savaşı tekrar alevlendiren güçlü ve kibirli savaşçı Thor var. Dünya’ya sürgün edilen Thor, dünyada insanlar arasında yaşamaya mecbur bırakılmıştır. Asgard’ın en tehlikeli kötü adamı karanlık istila güçlerini Dünya’yı ele geçirmek için yollayınca kahramanımız Thor, gerçek kimliğini ortaya koymak için ne yapması gerektiğini öğrenecek ve yıllardır inişi çıkışlı ilişkisi olan kardeşi Loki ile mücadele edecektir.
Filmin kadro çok sağlam, yönetmen Kenneth Branagh yıllardır Shakespeare uyarlamalarıyla bilinen bu filmi yönetmek isteyince bayağı şaşkınlık yaratan bir yönetmen. Zaten stilindeki teatral tavır filmde hissediliyor. Mitolojik Tanrılar da olsalar söz konusu baba sevgisi olunca çocuklaşan karakterler oldukça güzel resmedilmiş.
Bu film de hem evrende oldukça önemli rol almış Thor ve Loki’yi ve çok ufak bir sahnesi olsa da Hawkeye’ı tanıtması hem de gene Marvel Sinema evreninde oldukça etkiye sahip Tesseract taşını tanıtarak misyonunu yerine getirmiş oluyor.
9. Captain America: The First Avenger (2011)
Bu filmimiz de Kaptan Amerika’nın orijin hikayesini bize sunuyor. Amerika Birleşik Devletleri 2. Dünya Savaşı’nda Nazi ordusuna karşı mücadele edebilmek için bir süper asker serumu geliştirir. Bu serumu deneyecek kişi ise normalde cılız kısa boylu olan Steve Rogers’dır. Oldukça sorunlu bir deneme ile yapılan deney sayesinde süper asker haline gelen Steve Rogers Naziler ile olan savaşta en yakın arkadaşı Bucky ile Kaptan Amerika olarak yer alacaktır.
Sanırım bu listede yer bile alamayan The Incredible Hulk’dan (her ne kadar Hulk orijin hikayesi olsa da o kadar kötü ki film bu listeye alamadım) sonraki en zayıf orijin filmi. Zaten Kaptan Amerika’ya verdiği (isminden belli olduğu üzere) mesajlardan dolayı hiçbir zaman ısınamadım ancak görevimiz gereği Avengers ekibinin bel kemiği olacak olan bu karakterin orijin hikayesini es geçmek olmayacaktır.
8. The Avengers (2012)
Sonunda Marvel Sinema Evreni oluşturulduğundan beri 4 yıldır bahsi geçen Avengers ekibinin ilk filmi de listemizde yer alıyor. Gerçeklik, Zaman ve Mekan kavramları üzerinde hakimiyet sağlayan Teseract adlı kozmik nesneyi ele geçirmek isteyen Yalanlar Tanrısı Loki uzaylı Chitauri ile işbirliği yaparak dünyayı istila eder. Bu istilayı durdurmak için sonunda büyük silahları devreye almasının gerektiğini düşünen Nick Fury Avengers ekibini ilk defa bir araya getirir.
Avengers bir çok karakterin bir araya gelmesi ile Marvel Sinema Evreni’nin o dönemki en yüksek puanını alan film. Tabii bu kadar ünlü oyuncunun karizmatik karakterleri oynaması, ilk defa işin mizah kısmına biraz daha öncelik verilmesi ve tabii ki Avengers Endgame’i konu alan olaylara neden olan Thanos’un ilk defa görülmesi ile seride oldukça önemli bir yere sahip the Avengers. Eğer orijin hikayeleri için vaktim yok diyorsanız bile mutlaka izlenmesi gereken bir film olduğunu belirtmeden edemeyeceğim.
7. Captain America: The Winter Soldier (2014)
Winter Soldier bu listede hem yeni olup hem de eski tarz aksiyon filmi öğelerine sahip tek film olduğunu söyleyebilirim. Film hakkında çok detay vermek hala izlememiş olanlar için süprizi bozmamak adına istemiyorum. Özetleyecek olursak tüm çabalara rağmen HYDRA adlı terör örgütü eylemlerine devam etmektedir ve bunun için Kaptan Amerika’nın zaman olarak uzak ancak kalbinde hala yakın bir yer etmiş bir kişiyi emelleri için kullanılmaktadır.
Bu film hakkında yazmak 4 aydır nasip olmadı ancak açık ara söyleyebilirim ki en iyi çizgiroman filmlerinden biridir Winter Soldier. Özellikle yakın dönemde filmin hikayesinden ve ciddiyetten oldukça uzaklaşarak espri yapma gayretinde olmadan ne demek istiyorsa ne anlatmak istiyorsa ekrana yansıtan nadir filmlerden bir tanesi Winter Soldier. Ayrıca adı üstünde seriye Winter Soldier ve Falcon gibi kilit karakterlerin tanıtılmasına da vesile olmuş oluyor. Özet listesi yaparken The Avengers’ı mutlaka izleyin diye yazmıştım, bu film de kısa listede ikinci sırada yer alması gerektiğini rahatlıkla söyleyebilirim.
6. Guardians of the Galaxy (2014)
Galaksinin Koruyucuları, evrenin kontrolünü ele geçirmeye çalışanları durdurmaya çalışan bir grup suçlunun hikayesini konu ediyor. Kendisine Star-Lord lakabını takan maceracı Peter Quill, esrarengiz bir küreyi çalınca güçlü, hırslı ve ihtiraslı bir kötü adam olan Ronan’la başı derde girer. Ronan’ın tek amacı küreyi ele geçirmektir ve bu hayali tüm evreni tehdit altına alabilir. Quill, ondan kurtulmak isterken bir anda kendisini birbiriyle hiçbir ilgisi olmayan uyumsuz bir ekibin içerisinde bulur; tehlikeyi yok etmek isteyen Star-Lord, silahlı bir rakun olan Roket, Rakun’un yoldaşı olan ağaç kılıklı Groot, ölümcül yeşil kadın Gamora ve gözünü intikam hırsı bürümüş Yokedici Drax ile işbirliği içerisine girer. Galaksinin Koruyucuları olarak anılan bu beşli, evren için gerçekten tehlike arz eden bu kürenin gücüne ve peşindeki düşmanlarına karşı ne yapacaktır?
Galaksinin Koruyucuları gene kendi çapında ilklere yer veriyor. Hem ilk defa dünya dışı karakterlere (Thor’u saymazsak) yer veriyor hem de Iron Man, Captain America gibi gişesi garanti karakterlerin radarından çıkıp büyük bir risk alıyor. Ancak özellikle 80’lere yaptığı referanslar ve konunun ve işleyişin önüne geçmeyen esprileriyle Galaksinin Koruyucuları Marvel Sinema Evreni’ne oldukça güzel bir giriş yapıyor.
Film vizyona girdiğinde her ne kadar alakasız gibi gözükse de aslında şu an konumuz olan Avengers Endgame’e oldukça derinden bağlı bir film. Hem Thanos’un ailesinden karakterlerin hikayesini işlemesi hem de tüm bu soruna yol açan Sonsuzluk Taşları hakkında seyirciyi aydınlatması ile misyonu oldukça önemli bir film Guardians of the Galaxy. Bu nedenle hem uzun listemizde hem özet liste dediğim listede olması gereken mutlaka izlenmesi gereken bu filmi şiddetle tavsiye ederim.
5. Avengers: Age of Ultron (2015)
Tony Stark ve Bruce Banner en son yaşanan uzaylı saldırısından sonra özellikle galaksiden dünyaya gelecek tehditlere karşı Ultron adında bir yapay zeka geliştirir. Programı tasarlarken Tony Stark Banner’den habersiz kendi karakteristik özelliklerini programa yükler. Ancak bu büyük bir hatadır, yeni oluşturulmuş egosu ve hızlı öğrenme yetisi ile Ultron insanlığın Dünyaya zararlı olduğuna karar verir ve tüm insanlığı yok etmek için harekete geçer.
Aslında Avengers adıyla çıkan filmler arasındaki zayıf halka diyebiliriz Age of Ultron için. Ancak gene son hikayede önemli yeri olan Vision karakterini bize tanıttığı ve Ultron’un yaratılması konusunda yaşanan fikir ayrılıkları ile ekip arasında ilk defa çatlakların oluşmasını izlemek ve tüm bunlar olurken büyük resimde Thanos’un parmağı olduğunu fark etmek için izlenmesi gereken bir film Age of Ultron.
4. Captain America: Civil War (2016)
Avengers Age of Ultron’da yaşananlar ve ardından Crossbones adlı teröristi yakalarken yaşanan sivil kayıplar nedeni ile Avengers aleyhine kamuoyu oluşur. Tony Stark Amerikan hükümeti ile anlaşıp devlete bağlı bir ekip için kayıt yasasını savunmaya başlar. Tüm hayatı boyunca belirli ideallerle yaşayan Steve Rogers ise bu fikre kesinlikle karşıdır. Bu fikir ayrılığı fikirsel çatışmadan fiziksel çatışmaya uzanır. Tüm bunlar olurken Tony Stark’ın babası ile alakalı bir gerçek Tony ile Steve’in arasının uzlaşılmayacak bir biçimde açılmasına neden olacaktır.
Her ne kadar sıkı çizgi roman severleri bu film memnun edemese de (hikayenin baz alındığı çizgi roman serisinde belirtilen savaşa neredeyse Marvel evrenindeki iki yüzden fazla karakter katılırken beyazperdedeki versiyonda bu sayı yirmiyi geçmediği için) misyonunu yerine getiren bir film Civil War. Asıl tehlike gelmeden yaşanan son ayrılığı detaylı anlatması, asıl hikayede önemli yere sahip olan hayali Afrika ülkesi Wakanda’yı ve tabii ki ülkenin kralı Black Panther’i tanıtması, son olarak da gene tüm çizgi roman sevenlerin heyecanla beklediği ve en çizgi romana uygun olan Örümcek Adam’ın yuvaya döndüğü ilk film olarak hayranların beklentilerini kesinlikle karşılamakta.
3. Black Panther (2018)
Civil War’da tanıştığımız T’Challa memleketi Wakanda’ya Babasının ölümünden sonra geri döner ve tahta geçer. Babasının boşluğunu doldurup dolduramayacağı konusu tartışılırken Wakanda dışından ama babasının geçmişinin içinden bir hata Wakanda Krallığına tehdit oluşturur.
Film bir kere her aksiyon ve çizgi roman seveni tatmin edecek türde. Wakanda’nın renkli atmosferi, eksantrik kabileleri, tadında mizahı ve özellikle James Bond’dan fırlamış hissi veren kumarhane sahneleri ve gene Bondvari çeşitli büyük şehirlerde geçen sahneleri ile öne çıkıyor. Killmonger rolündeki Michael B. Jordan da öyle bir hırslı oynamış ki daha önce rol aldığı bir önceki Marvel Filmi Fantastic Four rezaletinden sonra beyazperdeden tüm acısını çıkarmış sanki. Eric Killmonger’ı biraz da mazlumları ülkece sevdiğimizden olacak biraz sempatik bulduğumu söyleyebilirim.
Film Avengers Infinity War’da sıkı bir savaş alanı haline gelecek olan Wakanda’ya detaylı bir bakış sağladığı ve Winter Soldier’ın akıbetini detaylı bir şekilde gösterdiği için bu listeye girmeye hak kazanmış oluyor.
2. Avengers: Infinity War (2018)
Teknoloji ile beraber gelen çizgi roman filmleri akımı hakkında genel bir bakışı Black Panther hakkında yazarken bahsetmiştim biraz. Bu nedenle tekrar aynı konulara girmeyeceğim. Ancak 2018 yılında çımış yalnızca bir tane çizgi roman uyarlaması film hakkınız olsa izlenmesi gereken, 10 yıldır çekilen tüm Marvel Sinema Evreninin listemiz boyunca belirttğim gibi filmlerinin izleyiciyi hazırladığı film Endgame’den önceki son çıkış olarak tanımlayabiliriz.
Güzel detayları, Josh Brolin’in enfes oyunculuğu ile Thanos diye bağırttıran meraklısı için sinema dünyasında Godfather neyse olan şahane bir film olmuş. Üstelik yer yer mizah düzeyi artsa da biraz da daha küçük yaşta izleyiciyi çekmek adına yapılan “bol espri yapam cıvık olam” hatası yapılmamış oturaklı bir film olmuş. Finaldeki şaşırtıcı son aslında Harry Potter’da Yüzüklerin Efendisi’ne bir çok seride yapılan “arkası yarın” tadını güzel vermişti. Tek eksisi birkaç karakter dışında neredeyse 10 yıldır çekilmiş tüm filmlerde oynayan karakterlerin filmde yer alması ara sıra tempoyu düşürmesi ki bu kadar büyük bir yapımda bu kabul edilebilir bir durum. Listemizin konusu olan final filmi için ise heyecanla beklemekteyiz. Infinity War’ı bir final yazısı gibi yazdım ancak filmi izleyenlerin şıp diye anlayacağı son filmimize şimdi geçebiliriz.
- Captain Marvel (2019)
Film, Carol Danvers’ın Captain Marvel’a dönüşümünden değil, Carol Danvers’ın Captain Marvel olarak dünyaya düşüşünden ilerliyor. Süper güçlere sahip, güzel bir kadın olarak dünyaya düşen Carol Danvers, gezegeni keşfettikçe kimi görüntüler hatırlamaya başlar. Geçmişte gezegenimizde yaşadığını ve burada bir hayatı olduğunu hatırlamaya başlayan genç kadının güvenebileceği tek kişi ise SHIELD çalışanı Nick Fury’dir. Geçmişini keşfettikçe kendine dair bilmediği yeni detayları keşfeden süper kahraman, bir yandan da şekil değiştiren düşmanları Skrull ırkı ile onu ölümden kurtararak kendileri gibi güçlü yapan erdemli Kree ırkı arasındaki savaşta önemli bir rol oynamaktadır. İki ırkın Dünya gezegeni üzerindeki savaşında bir taraf seçmek zorunda kalan Carol, bir süper kahraman olmanın gerçek anlamını keşfedecektir.
Infinity War’ı izleyenler en son Fury’nin çağrı cihazında bir logoyu görmüştür. İşte o çağrıyı kime attığının cevabını bu film ile alıyoruz ve Avengers: Endgame’e tam anlamıyla
Game of Thrones Yolculuğunu Anlatan 7 Farklı Çalma Listesi
Game of Thrones’un görüntüleri kadar müzikleri de etkili. Çok sevilen dizi 8’inci ve son sezonuna yayınlanırken, Game of Thrones’un Spotify’daki dinlenmeleri nasıl etkilediğine bir göz atalım.
Tüm Game of Thrones soundtrack’lerinin ve ilgili çalma listelerinin Spotify’da 1 Ocak 2016 tarihinden bu yana 380 milyondan fazla dinlenmesi, dizinin hayranlarının müziği de yakından takip ettiğini açıkça gösteriyor. 250 binden fazla müziksever, kendi Game of Thrones temalı çalma listelerini oluşturdu ve daha pek çok dizi takipçisi de karakterlere özel çalma listeleri hazırladı. Spotify’da dizinin hayranları tarafından, hakkında en çok çalma listesi oluşturulan karakter 7,700’den fazla listeyle Tyrion Lannister, ki bu aslında Spotify dinleyicilerinin Demir Tahta oturması gerektiğini düşündükleri karakter hakkında da bir ipucu olabilir.
En çok ilgi ise dizi karakterlerinin en dramatik anlarını hatırlatan, Game of Thrones’un Ramin Djawadi imzalı büyüleyici soundtrack’i. Cersei’nin Yüce Baelor Septi’ni patlattığı tüyler ürpertici 6’ncı Sezon finalinde duyulan “Light of the Seven”, Djawadi’nin kompozisyonları arasında 1 Ocak 2016 tarihinden beri Spotify’da en çok dinlenen müzik olurken, diziyle özdeşleşen“Main Title” ve ardından 4’üncü Sezon finalinde Arya’nın Braavos’a olan yolculuğuna eşlik eden “The Winds Of Winter” ise sırasıyla en çok dinlenen soundtrack müzikleri olarak öne çıkıyor.
Game of Thrones’un popülaritesi yıllar içinde arttıkça, diziyle ilgili podcast’lere olan ilgi de arttı. Spotify kullanıcıları, adında Game of Thrones bulunan podcast yayınlarını neredeyse 1,8 milyon saat dinledi ve Binge Mode: Game of Thrones, Spotify dinleyicilerinin en çok ilgi gösterdikleri podcast oldu. Yayına ev sahipliği yapan Mallory Rubin ve Jason Concepcion’ın hararetli dizi analizleri sayesinde oldukça sadık bir dinleyici kitlesi oluştu.
8’inci Sezon ile birlikte, Game of Thrones’un yaratıcıları David Benioff, D.B. Weiss ve Spotify işbirliğinde yeni sezon temasına göre düzenlenen rock esintili Game of Thrones: The End Is Coming” (eski adıyla “Songs of Ice and Fire”) çalma listesi müzikseverler ile buluştu.
David Benioff ve D.B. Weiss, potify’ın blogu For The Record için verdikleri demeçte “Dizinin bize hissettirdiklerini hissettiren şarkılar arıyorduk” şeklinde konuştu. Tutarlı ve nabzı artıran bir etki yaratmak üzere hazırlanan çalma lisesi hakkında daha fazla bilgi için blog yazısının tamamını okuyabilirsiniz.
Stark mı, Lannister mı yoksa Targaryen ailesinden misiniz? Hangi aileden olursanız olun HBO tarafından oluşturulan Djawadi imzalı müziklerin yer aldığı, her ailenin Game of Thrones yolculuğunu anlatan 7 farklı çalma listesini dinleyebilirsiniz. Bu çalma listelerine aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.
- House Baratheon
- House Targaryen
- House Stark
- House Lannister
- The White Walkers
- The Night’s Watch
- The Great Houses

Bu masalsı diziye veda ederken, işte Game of Thrones’un en çok dinlenen listeleri:
Dünya genelinde kullanıcılar tarafından hakkında en çok çalma listesi oluşturulan karakterler:
- Tyrion Lannister
- Hodor
- Jon Snow
- Cersei Lannister
- Arya Stark
- Samwell
- Sansa Stark
- Melisandre
- Khal Drogo
- Jaime Lannister
Dünya genelinde Game of Thrones’un resmi soundtrack’lerinde en çok dinlenen şarkılar (1 Ocak 2016 – 1 Nisan 2019)
Cersei Yüce Baelor Septi’ni patlatır, 6’ncı Sezon, 10’uncu Bölüm
Main Title – From The “Game Of Thrones” Soundtrack
Her bölümde duyulan müzik. Bunu biliyorsunuz!
Arya 4’üncü Sezon’un sonunda Braavos’a doğru yola çıkar
Daenerys, Drogon üzerinde Dothrak khalasar kabilesinin üzerinden uçar, 6’ncı Sezon, 6’ncıBölüm
The Rains of Castomere (performed by The National)
2’nci Sezon, 9’uncu bölümün kapanış jeneriği, Lannister’lar Blackwater Savaşı’nı kazandıktan sonra
Jon Snow öldükten sonra hayata geri döner ve Castle Black avlusunda arkadaşlarını selamlar, 6’ncı Sezon, 3’üncü Bölüm
Beyaz kuzgun, Winterfall üzerinden uçar, Jon ve Sansa Bastards Savaşı sonrasında konuşurlar, 6’ncı Sezon, 9’uncu Bölüm
Daenerys, ateşe verdikten sonra Dosh Khaleen Tapınağı’ndan çıkar, 6’ıncı Sezon 4’üncü Bölüm
I Need You by My Side (Bonus Track)
Sör Jorah Daenerys’a ölümcül bir hastalığa (greyscale) yakalandığını açıklar, 6’ncı Sezon, 5’inci Bölüm
Sam ilk kez Citadel kütüphanesini görür, 6’ncı Sezon, 10’uncu Bölüm

Türkiye’de Game of Thrones’un resmi soundtrack’lerinden en çok dinlenen şarkılar (1 Ocak 2016 – 1 Nisan 2019)
- Light of the Seven
- Main Title – From The “Game Of Thrones” Soundtrack
- The Rains Of Castomere – From The “Game Of Thrones: Season 2” Soundtrack
- The Winds of Winter
- Blood of My Blood
- Winter Has Come
- Maester
- Khaleesi
- My Watch Has Ended
- Needle
Game of Thrones müziklerini en çok dinleyen ülkeler: ((1 Ocak 2016 – 1 Nisan 2019)
- ABD
- Almanya
- İngiltere
- İspanya
- Fransa
- Brezilya
- Kanada
- Meksika
- İsveç
- Hollanda
Dünya genelinde en çok dinlenen podcast yayınları: (1 Ocak 2016 ile 1 Nisan 2019 tarihleri arasındaki dinlenme saatlerine dayanmaktadır)
- Binge Mode: Game of Thrones (ABD)
- Oysters, Clams & Cockles: Game of Thrones (ABD)
- A Cast of Kings – A Game of Thrones Podcast (ABD)
- Game of Owns – The Game of Thrones podcast (ABD)
- A Storm of Spoilers – A Game of Thrones Podcast (ABD)
- Arya Talking To Me? – A Game of Thrones Podcast (Avustralya)
- History of Westeros (Game of Thrones) (ABD)
- EW’s Game of Thrones Weekly (ABD)
- Boars, Gore and Swords: A Game of Thrones Podcast (ABD)
- Game of Thrones – podkasten (Norveç)
Türkiye’de en çok dinlenen podcast yayınları: (1 Ocak 2016 ile 1 Nisan 2019 tarihleri arasındaki dinlenme saatlerine dayanmaktadır)
- Binge Mode: Game of Thrones
- Game of Owns – The Game of Thrones podcast
- A Cast of Kings – A Game of Thrones Podcast
- EW’s Game of Thrones Weekly
- Game of Thrones-podden
- Game of Thrones Podcast
- Boars, Gore, and Swords: A Game of Thrones Podcast
- Stark Raven Mad: A Game of Thrones Podcast
- Game of Thrones Podcast – LSG Media
- The Joffrey of Podcasts: Game of Thrones

Kahve, keyif ve yaşam platformu.