Müzik dünyasına adım attığı ilk günden itibaren adından söz ettirmeyi başaran Sena Şener, şu sıralar yeni teklisi “Çok Geç Kaldın” ile gönlümüzü mest ediyor. Sena Şener, büyüleyici sesi, hayata karşı ilham veren duruşu ve tavrıyla bu ay bikahvebikeyif’in konuğu oluyor.

Röportaj: İmge BALIK İNCESOY

imge@bikahvebikeyif.com

“Kendimi dinlemek iyi geliyor”

Sena Şener için şu sıralar nasıl gidiyor hayat?

Biraz yorucu ve yoğun. Stüdyoda günler geçirmek, şehirden şehire konserlere koşmak değil de en çok beynim beni yoruyor. Düşüncelerimi yakalayıp faydalıları cebime koymak, çöpleri ayıklamak zor.

Hayatının dengesini nasıl sağlıyorsun?

Müzik, üretim, stüdyo kayıtları ve konserler sayesinde ayaklarımı yerde tutuyorum ve devrilmiyorum. Dengelenmek istediğimde durağanlığı yakalamaya çalışıyorum. Uzaklaşmak ve yatıştıktan sonra kendimi dinlemek iyi geliyor. Düşüncelerim çok konuşurken de kendimden kaçmam gerekiyor. Sevdiklerimle bir kahve, yormayan bir film, okuduğum ve bende bir yerlere dokunan bir şiir.

Değişen müzik kültürü dünyasında işlerin dengesini nasıl sağlıyor, iç benliğini nasıl koruyorsun?

Hiçbir zaman kendi iç dünyamla dışındaki değişiklikleri uyumlu kılabilen bir yapım olmadı. Kendi içimde yeteri kadar değişiklik yaşıyorum, belki de bundandır. Filtresizce ortaya çıkardığım şarkıların dokunduğu insanları hatırlıyorum, onlar bana kendim olmam gerektiğini hatırlatıyor.

Sena Şener nasıl bir ailede büyüdü?

Yaşlarımız uzak olmadığı için teyzelerim ve dayılarımla kardeş gibiyim. Ailemin birçok üyesi müzisyen; gece sohbetleri sevildiğinden hiç erken yatmayan bir çocuktum, hala erken yatma geleneğim yoktur. Her adımımı benden önce düşünüp yanımda olmaya çalışan ihtiyatlı bir anne ve ona nazaran hayatı daha olduğu gibi yaşayan bir babayla büyüdüm. Ama ailemin en sevdiğim yanı, her üyesinin birbiri için canını bile vermeye hazır olmasıdır.

Yetiştirilme tarzın, sanatını ve müziğini nasıl etkiledi?

Yaşıtlarımla gezip tozmaktan hiç hoşlanmazdım. Büyümüş de küçülmüş modunda, şimdi bakınca gıcık bir çocuktum. Kalabalık bir aile insana gözlem güdüsünü aşılıyor. Hayatı gözlemleme eğilimim şarkılarımın sözlerinde direkt bir etki gösterdi. Müzisyenlerin olduğu bir ailede büyümek, onları sahnede, provalarda görmek; içimde kaçınılmaz bir istek oluşturmuştu zaten.

Peki ailendeki, yakın çevrendeki kadınlar… Onlar seni ve müziğini nasıl etkiledi?

Anneannem, çok güçlü ve kendine özgü bir karakterdi. Sevgi doluydu ama çok yoğun ve filtresiz bir kadındı. Beni hep etkiledi. Annem, şarkı söylemeye başladığım zamanlarda Tracy Chapman’ın Behind the Wall adlı şarkısını söylemem için benimle iddiaya girmişti. Elif teyzemin çok güzel bir sesi vardır, küçüklüğümden beri bir iş yaparken birbirimize 3’lü, 5’li vokaller yaparız.

Yeni şeyler keşfetmek ve anlamak beni heyecanlandırıyor

Çok küçük yaşta müziğe başladın ancak çocukluk döneminde; büyürken, müzik hayatın ne kadar önemliydi? Müzisyen olmaya karar verdiğin o anı hatırlıyor musun?

Çocukken oyun oynamak yerine müzik yapmayı tercih ederdim. Biraz içime kapanık bir halim vardı ve gitarımı elime alıp Avril Lavigne şarkıları söylerken yalnızlığım geçiyordu. Sanki Avril benim en yakın arkadaşım gibi düşünürdüm (Gülüyor). Müzisyen olmaya karar verdiğim bir an olmadı aslında. Bir ara lisede konservatuvar okumak istedim fakat babam benim müzisyen değil de şarkılarıyla kendini ifade eden biri olmam için beni motive etti. Yanlış yaptığını da düşünmüyorum. Yine şarkı yazarlığımı etkileyecek bir bölüm okudum tabii. Sonuç olarak bunu meslek olarak seçmek yerine, müzik yapmadan, insanlara şarkılarımı ulaştırmadan mutlu olmayacağımı hissederek bu yolu seçtim.

Seçim yapmak kolay mıydı zor muydu?

Konu müzik olunca çok da bir seçim şansım kalmamıştı.

Başka bir şey yapmayı düşündüğün bir zaman oldu mu?

Müzik kendimi ifade ettiğim en önemli yol olduğu için müziksiz bir hayat düşünmedim. Ama meslek olarak belki kendi bölümümle ilgili de bir şeyler deneyebilirim düşüncesi yok değil.

Müzik yapıyor olmasaydın ne yapıyor, seni ne bu kadar tatmin ediyor olurdu?

Yazar olabilirdim sanırım. Rastgele şekillerin yan yana gelmesiyle anlamlı bir bütün oluşuyor ve onları düzenleyiş şeklinize göre insanlara bir anlam ifade etmekten öte, onları hislendirebiliyorsunuz. Bu çok heyecan verici. Şarkı yazmak bu olayın biraz daha kapsamlısı aslında.

Müzik kariyerine baktığımız zaman neler senin için de sürpriz oldu? “Bunu aslında ben de hiç beklemiyordum” dediğin o an, anlar ne?

Galiba 17 yaşında sözünü ve vokal melodisini yazdığım Feel’in 500 milyon dinlenmiş bir dünya hiti olmasını beklemiyordum. Aslında odamda yaptığım cover’larla başladığım bu maceranın yüzlerce inanın bana eşlik ettiği sahnelere taşınması inanılmaz bir şey.

Yakın zamanda yepyeni bir tekli çıkardın, Çok Geç Kaldın. İlham ve oluşum hikayesini dinlemeyi çok isteriz.

Hayatta hayallerinize ve hedeflerinize her zaman verilecek bir şans vardır. Ama bence duygusal çoğu şeyin zamanlıca olması gerekir. Çünkü sizin görmediğiniz ve önemsemediğiniz anlar, karşıda muhteşem bir eksiklik yaratabilir. En kötüsü de beklenen ve alınamayan sevgi. O tren kaçtı mı ancak durduğu istasyona yetişirsiniz ve varılacak yere çoktan gelinmiştir. Bu şarkı, içindekilerle kapanan yaranın çok sonradan gelen merhemine isyanı; orman kül olduktan sonra gelen yağmura: “Artık ne fark eder? Olanlar oldu” diyorum.

Çok Geç Kaldın’ı bir yakarış olarak tanımlıyorsun. Zamanından çok sonra farkına vardığın ‘çok geç kaldığın’ o anlar oldu mu? Bundan kurtulma yöntemin ne?

Kendime biraz geç kaldım. Bu da çevremdeki insanların kendilerine neden geç kaldıklarını anlamlandırıp onlarla empati kurmaya geç kaldığımdandı. Kurtulmak diye bir şey yok, telafi etmek için bir orman tekrar yeşerene kadar beklemek lazım bazı şeyleri. Ama öğrenmek ve seni tutsaklaştıran şeylerden kurtulmak, insanı iyi hissettiriyor.

Şarkılarında her zaman bir hikaye ile karşılıyorsun bizi. Hangi hislerin tezahürü tüm bunlar?

Kendi hislerimin. Kendi yaşadıklarım, çevremde ve dünyada gözlemlediklerime karşı duyduğum hisler.

Peki kendinle aran nasıl, hangi konularda ters düşüyorsun?

Kendimle aram pek iyi değil. Hayatımdaki en büyük düşmanım kendim diyebilirim hatta. Gereksiz yere çok düşünen bir yapım var. Savaşıp orta yolu bulmanın imkansız olduğunu bilsem de beyhude bir savaş içindeyim sürekli. Aslında ruhum pervasız ama beynim ona uyum sağlamak için fazla meşgul oluyor. İkisi arasında sıkışık bir haldeyim genelde.

Mutluluğun tarifini verecek olsan, nasıl bir kür oluşturursun?

Mutluluk bir benim için iç ve vicdan huzurudur. Pişmanlık ve suçluluk yüklerini taşımadığın bir hayat. Sevdiğim insanlarla inşa ettiğim, incelikli ve bir o kadar da maceralı bir hayat.

Bir gün mutlaka… dediğin şey?

Bir gün mutlaka dünyayı gezerek müzik yapmak, her yerden dinleyiciler edinmek istiyorum.

Sanatçı, ikonik bir isim ya da tarihi bir karakter… Kiminle oturup bir kahve içmek isterdin?

Freddie Mercury. Onun müzisyenliğinin dışında çok kırılgan bir insan olduğunu düşünüyorum. Fakat doğasını çözüp onunla alay etmeyi öğrenmiş biri gibi. Röportajlarını izlediğimde çok iyi anlaşırdık ve hayata dair ondan çok şey öğrenirdim gibi hissediyorum.

Şubat ayında seni nerelerde dinleyebileceğiz?

Konser programımız biraz pandemi şartlarına göre oluştuğu için henüz duyurmadım. Ama elimizden geldiği kadar gezeceğimiz, dinleyicilerle buluşacağımız kesin.

SENA ŞENER’İN ‘EN’LERİ

Şehirde en sevdiğin semt?

Beşiktaş olsun

Hayatıma fon müziği olur dediğin en sevdiğin şarkı?

En sevdiğim mi bilmem ama Asaf Avidan “My Tunnels Are Long And Dark These Days” hayatıma fon olurdu.

Kendi şarkını duyduğun en havalı yer/Tv programı/reklam hangisiydi?

Birçok Türkçe şarkım televizyon dizilerinde çaldı ama en havalısı tüm dünyada gösterilen Türk Hava Yolları, Türkiye tanıtımına yaptığım şarkı Fly Above’du. Söz ve müziğini ben yazdım, ara melodi Aslıhan Batur’a ait, prodüksiyonunu da Mahmut Orhan yaptı.

Her seferinde sıkılmadan izlediğin, en sevdiğin film?

Çocukluğumdan beri değişmiyor: Johnny Depp’in oynadığı Charlie and the Chocolate Factory

Sana en son bolca kahkaha attıran o şey?

Valla aklıma gelmedi, yalan olmasın.

Aldığın en yeni karar?

Daha çok müzik dinlemek

En sevdiğin kahve?

Düz Americano. Bazen Pumpkin Spice Latte de sevebilecek kadar esneğim ama.

Yazan:

bikahvebikeyif

Kahve, keyif ve yaşam platformu.